No abstract

No abstract

Özet. Bu çalışmanın amacı, üniversite yaşamını karakterize eden öğretim elemanı-öğrenci ilişkisinde eğitimcilerin etik sorumluluklarını öğrencilerin algılamalarına başvurarak belirleyebilmektir. Araştırmanın temel sorusu, öğrencilerin öğretim elemanlarının hangi davranışlarını etik sorumluluk olarak algıladıklarına yöneliktir. Araştırmada ayrıca öğrencilerin öğretim elemanını bir rol modeli olarak algılamalarında etik davranışların etkisi de incelenmiştir. Nitel ve nicel yöntemlerin birlikte kullanıldığı araştırmanın ilk aşamasında son sınıf öğrencilerinin katıldığı iki odak grup görüşmesi gerçekleştirilmiş ve öğrencilerin öğretim elemanı-öğrenci ilişkisinin etik boyutlarını nasıl algıladıkları ele alınmıştır. İkinci aşamada, odak grup ve görüşme notlarına dayanarak en sık vurgulanan sorumluluklarla ilgili etik ikilemleri yansıtan kısa senaryolar üretilmiş ve bir kamu üniversitesinin dört ayrı biriminden 69 öğrenci ile bir pilot çalışma yapılmıştır. Araştırmanın ana aşaması farklı fakültelerden 250 öğrencinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Bulgular, öğrencilerin profesyonel sorumluluk ve kişisel güvenirlik ana boyutları altında yetkinlik, tutarlılık ve adil davranışı öğretim elemanlarının etik sorumlulukları olarak algıladıklarını göstermektedir. Bununla birlikte sadece adil davranış, öğretim elemanlarının rol modeli olarak benimsenmesiyle ilişkili bulunmuştur. Araştırma sonuçları, etik davranışlarla ilişkili bulunan farklı unsurlara da dikkat çekmekte ve yeni araştırma soruları için ipuçları sunmaktadır. Bu değerlendirmeler ışığında etik değerler ve davranışları içeren güçlü bir üniversite kültürünün, son dönemde evrensel eğitim kodlarına uyum çabaları yaygınlaşan üniversitelerimiz için giderek

This paper examines the effects of extrinsic aspirations (i.e. materialistic) and gender on value ascribed to digital possessions. Another aim of this paper is to examine the mediating role of self-extension tendency in these relationships. It is found that females have higher levels of emotion associated with their favorite digital possessions compared to males. The findings show that the effect of extrinsic aspirations on value ascribed to digital possessions is dependent on gender. It is found that females having higher scores in extrinsic aspirations had higher willingness to pay for the digital good compared to those having lower scores in extrinsic aspirations. Self-extension tendency mediated the value ascribed to the good. These effects are not valid for males. Under high levels of extrinsic aspirations, female consumers value the digital good more than male consumers. Under low levels of extrinsic aspirations, male consumers value the digital good more than female consumers.

With the development of technology, people can reach the music or films they like whenever and wherever they like via digital platforms. Nonetheless, permanence of such products is perceived less than physical products and this affects the valuation of the products. In this research, the effect of sense of permanence on purchase intention is examined for digital music and video products. It is expected that permanence would affect psychological ownership, emotional connections with the brand and purchase intention respectively. This effect is tested for digital music and video products separately using a serial mediation model (PROCESS 3.0, Model 6). Gender, age, brand awareness, and brand trust were also added as control variables. In the research, convenience sampling method is used. Surveys are distributed through a survey platform via social media and a total of 161 usable data is collected. The results of the study have shown that sense of permanence has an effect on purchase intention both for digital music and video products. But, for digital music products, this effect is through psychological ownership and emotional connection with the brand, respectively. For digital video products, sense of permanence has both a direct effect on purchase intention and an indirect effect through psychological ownership and emotional connection with the brand.Teknolojinin gelişmesi ile birlikte, insanlar, dijital platformlardan istedikleri müziğe ya da filme istedikleri zaman, istedikleri yerde ulaşabilmektedirler. Ancak, bu tür ürünlerin kalıcılığı fiziksel ürünlerden daha azdır ve bu durum ürünlere atfedilen değeri etkilemektedir. Bu araştırmada, dijital müzik ürünleri ve dijital video ürünleri için kalıcılık hissinin, satın alma niyetine olan etkisi incelenmiştir. Kalıcılık hissinin, sırasıyla psikolojik sahipliğe, markayla kurulan duygusal bağlara ve satın alma niyetine yansıması beklenmektedir. Bu etki, sıralı arabuluculuk modeli (PROCESS 3.0, Model 6) kullanılarak dijital müzik ve video ürünleri için ayrı ayrı test edilmiştir. Cinsiyet, yaş, marka farkındalığı ve marka güveni kontrol değişkenleri olarak modele eklenmiştir. Araştırmada kolayda örnekleme metodu kullanılmıştır. Anketler, çevrimiçi bir anket platformu aracılığıyla sosyal medya üzerinden dağıtılmış ve toplam 161 kullanılabilir veri elde edilmiştir. Araştırma sonuçları hem dijital müzik, hem de dijital video ürünleri için kalıcılık hissinin, satın alma niyetine olumlu bir etkisinin olduğunu göstermiştir. Ancak, bu etki dijital müzik ürünleri için sırasıyla psikolojik sahiplik ve markayla kurulan duygusal bağ üzerinden gerçekleşmektedir. Dijital video ürünleri için ise kalıcılık hissinin satın alma niyeti üzerine hem doğrudan etkisi, hem de psikolojik sahiplik ve markayla kurulan duygusal bağ üzerinden dolaylı etkisi bulunmaktadır.