Günümüzde ülkelerin gelişmişlik düzeylerine ilişkin tüm sınıflandırmalarda enerji önemli bir yer tutmaktadır. Ülkelerin geleceğe yönelik yaptığı bütün planlamalarda enerji kullanım oranı etkin bir parametre olarak göz önüne alınmaktadır. Buna bağlı olarak enerji kullanımının düşürülmesi amacıyla yapılan bilimsel çalışmalar önem kazanmaktadır. Bu çalışmada, ara kat döşemelerinde yalıtım ve faz değiştiren malzeme (FDM) kullanılmasının enerji verimliliği ve konfor koşulları üzerindeki etkileri incelenmiştir. Bodrum, zemin ve iki normal kattan oluşan örnek bir binada eş zamanlı olarak ısıtılan ve ısıtılmayan ortamlardan oluşan farklı senaryolar üzerinde çalışma yapılmıştır. Bu senaryolarda yalıtımsız, yalıtımlı ve yalıtıma ek FDM içeren bir katmanın olduğu üç farklı döşeme tipi kullanılarak, bu parametrelerin ortamların ısı yüklerine, ortam sıcaklığına ve enerji kullanımına etkileri incelenmiştir. Çalışmada elde edilmiş olan bulgulara göre; döşeme ve tavanda yalıtım ve FDM kullanılması ile ortamların ısı yükü düşmektedir. Aynı zamanda ortam sıcaklıklarının ayar sıcaklığına daha yakın olması ile birlikte ısıl konfor koşullarının iyileşmekte olduğu belirlenmiştir. Çalışma sonuçları göstermektedir ki; döşeme ve tavanlarda yalıtım ve FDM kullanımı, yıllık enerji kullanımını aşağıya çekmekte ve enerji verimliliğinde önemli bir artış sağlamaktadır.
Architecture is one of the world's oldest disciplines, related to a great many other disciplines such as mathematic, economics, art history, sociology, civil engineering and mechanical engineering. Its connection with a great many different disciplines has given increased social responsibility to the discipline of architecture. In this context, architecture, which is defined as designing buildings to fit dimensions in a physical environment, its art of construction and its science, should be performed by people who are self-confident, sociable, generally cultured, who can generate practical solutions, and are forward looking. People with the above characteristics can only grow in a good quality education-training environment. This environment depends on many different dynamics. The most important of these are social, cultural and educational dynamics. This study aims to understand how the quality of the education-training environment of architecture students can be improved. For this purpose, a survey was carried out with students who graduated from the Department of Architecture in 2006 and 2008, together with students who graduated before these dates. This survey asks questions regarding the social, cultural and education dynamics that affect the education-training environment of students, and tries to answer what contributions are made by these dynamics to the quality of this environment.
Özet: Günümüzde, iç ortam konfor koşullarının sürekliliği ve ilk yatırım, bakım ve işletme maliyetlerinin azaltılması açısından binalarda uygun bir soğutma sisteminin seçilmesi önemlidir. Soğutma sistemi seçiminde, sistemin sahip olduğu kapasitenin binanın soğutma yüküne göre belirlenmesi gereklidir. Soğutma yükünün güvenilir bir şekilde hesaplanamaması, binaya uygun olmayan soğutma sistemi seçimine neden olmakla birlikte, soğutma sistemi maliyetini artırmakta ve iç ortam konfor koşullarını kötü etkilemektedir. Bu nedenle binaların soğutma yüklerinin hesaplanmasında güvenilir bir hesap yönteminin kullanılması gereklidir. Binaların soğutma yüklerini hesaplayan birçok yöntem mevcuttur. Bu çalışmada, bu yöntemlerden yaygın olarak kullanılan TEDT/TA, HB, TFM, CLTD/SCL/CLF ve RTS yöntemleri; kullandıkları veriler, katsayılar ve hesap prosedürlerine göre karşılaştırılmıştır. Yöntemler arasındaki sayısal farkların karşılaştırılmasının yapılabilmesi için İstanbul'da konumlanan bir ilköğretim binası ele alınmış ve bu binanın 21 Temmuz tasarım günü için soğutma yükleri TEDT/TA, TFM, CLTD/SCL/CLF ve RTS yöntemleri kullanılarak MS Excel programında hazırlanan hesap şablonlarına göre elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlar bina kullanım saatlerine göre %5 ile %25 arasında farklı çıkmıştır.
Buildings use about one-third of total energy consumed in order to meet their heating and cooling needs. The building envelope that enables to protect it from physical factors in the outer environment is quite effective upon the amount of energy consumed. For the energy efficient solutions, it is necessary to enhance the heating and cooling performance of the building envelope. With this aim, in the study, the energy loads were calculated, which were consumed for heating and cooling by a building established as a reference through a simulation program in the province of Antalya, which respects a hot climatic zone, and the shifts in yearly heating and cooling loads of the alternative models were examined, which were developed by changing the thermal insulation thickness and the window-to-wall area ratio. In the study, the modern, effective artificial intelligence methods were used to enhance the energy performance of multi-dimensional buildings. Of the models for which heating and cooling load calculation had not been made before, the estimates for the thermal loads were made using an energy simulation program, and it has been reached that thermal insulation thickness and window-to-wall area ratio have effect on both loads.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.