Turkey, officially the Republic of Turkey, is a transcontinental country located in Europe and Asia. It is surrounded by eight countries and three seas. It has borders with Greece and Bulgaria to the northwest; Georgia to the northeast; Armenia, Azerbaijan, and Iran to the east; Iraq to the southeast; and Syria to the south. There is the Black Sea in the north; the Aegean Sea to the west; and the Mediterranean Sea to the south. Its size is 783,562 km 2 . With this size, it is the 36 th biggest country in the world. Its population is 84.7 million people 1 which makes Turkey the 18 th most populated country in the year 2021 (World Population Review, 2022). Ankara is the capital city with a provincial population of approximately 5.7 million people. However, the economic centre of the country is İstanbul with a population of approximately 15.8 million people (TURKSTAT, 2022a).1 Turkey hosts approximately 5.5 million immigrants, the largest group of which is the Syrians under temporary protection with a population of 3,561,833 people (08.12.2022) (PoMM, 2022).

No abstract

Korumanın nesnesi ve kapsamı Venedik Tüzüğü'nden günümüze daha kapsayıcı bir hal alarak genişlemiş. Nesne ve kapsam genişlerken, korumaya değer görülen nesneye atfedilen değerler setinin de değiştiği görülmektedir. Bu değerler seti, önceleri salt fiziksel ve tarihsel özelliklerden temel alırken, süreç içerisinde mekânın, yaşanmışlıklar ve sosyal olgular ile örüldüğü kabul edilmiş ve değerler seti, fiziksel özelliklerin yanı sıra sosyal özellikleri de içerir hale gelmiştir. Yeni anlayış çerçevesinde mekân, salt tarihi, bilimsel ve sanatsal değerinden ötürü değil, toplum tarafından kendisine atfedilen sembolik değerleri de içerisinde barındırmaktadır. Günümüzde kent belleğinin bir parçası haline gelen ve toplumun bir kısmında ortak hisler uyandıran, anıları canlandıran bellek mekânları, toplum tarafından atfedilen değerlerden ötürü güncel koruma tartışmaları içerisinde yer almaya başlamıştır. Çalışmanın temel savı, mekânın birikimli bir şekilde toplumsal belleği sakladığı ve bir süre sonra bellek mekânına dönüştüğüdür. Çalışma, korumada değişen değerler anlayışı bağlamda bellek mekânlarının da kültürel miras öğesi olarak korunması gerektiğini ileri sürerek, bellek ve mekân ilişkisini anlamaya çalışmıştır. Çalışma kapsamında mekânın belleğinin nasıl oluştuğu ve bu birikimin nasıl bellek mekânlarına dönüştüğü incelenmiş; korumadaki yeni değerler seti bağlamında bellek mekânlarının neden önemli olduğuna ve neden korumanın nesnesi haline gelmesi gerektiğine değinilmiştir. Sonuç kısmında ise bellek mekânlarının korunması gerekliliği, unutma – unutturma pratikleri üzerinden tartışılmıştır.