No abstract

There have been many invasive interventions on the patients in intensive care units. The applied invasive intervention, the medication used and the duration of staying affect the liability to cross (nosocomial) infection. It was aimed in this study to present the current situation of Burdur State Hospital by comparing the surveillance data related to invasive device from the patients monitored at intensive care units of the hospital to the national data and other studies. In the study, infections related to invasive device usage and invasive device usage rate were evaluated. The data was obtained from the Cross (Nosocomial) Infection Surveillance Network of Ministry of Health (INFLINE). The evaluation of data was carried out separately for surgical, internal and coronary intensive care units. Rates of medical service related infection determined in the internal, surgical and coronary intensive care units of the hospital were 5.26, 4.89 and 0.00 respectively. The most frequent used invasive device in these units was determined as urinary catheter. The rates for the internal, surgical and coronary units were 0.95, 0.93 and 0.32 respectively. The infection rate related to the usage of invasive device in surgical and internal intensive care units was detected as VIP (6.44 and 13.9). The activity reports of infection control committee should be prepared with objective criteria. The pursuit of these reports is crucial to reduce cross (nosocomial) infections. Öz: Yoğun bakım ünitelerine yatan hastalara pek çok invaziv girişim yapılmaktadır. Hastane enfeksiyonunu, uygulanan invaziv girişim, kullanılan ilaçlar ve kalış süreleri etkilemektedir. Bu çalışmada, Burdur Devlet Hastanesi yoğun bakım ünitelerinde takibi yapılan hastaların, invaziv araç ilişkili sürveyans verileri ulusal veriler ve diğer çalışmalarla karşılaştırılarak hastanenin mevcut durumunun ortaya konulması amaçlanmıştır. İnvaziv araç kullanımı ile ilişkili enfeksiyon ve invaziv alet kullanım oranları değerlendirilmiştir. Verileri T.C. Sağlık Bakanlığı Hastane Enfeksiyonları Sürveyans Ağı (İNFLİNE) yazılım programından alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesi cerrahi, dahili ve koroner yoğun bakım üniteleri için ayrı olarak yapılmıştır. Hastanemizde bulunan yoğun bakım ünitelerinde tespit edilen sağlık hizmetleri ilişkili enfeksiyon hızları sırasıyla, dahili 5.26; cerrahi 4.89 ve koroner 0.00 olarak tespit edildi. Yoğun bakım ünitelerinde invaziv alet kullanım oranı en sık olarak üriner kateter olarak tespit edildi. Bunlar sırasıyla dahili (0.95), cerrahi (0.93) ve koroner (0.32) yoğun bakım ünitelerindeydi. Cerrahi ve dahili yoğun bakım ünitesinde invaziv alet kullanımı ile ilişkili enfeksiyon hızı VİP (6.44 ve 13.9) olarak tespit edildi. Enfeksiyon kontrol komitesi faaliyet raporları objektif kriterler ile hazırlanmalıdır. Bu raporların takibi hastane enfeksiyonlarının azaltılmasında önemlidir.

Ö ÖZ ZE ET T A Am ma aç ç: : Sağlık Çalışanları, tıp fakültesi ve sağlık yüksek okulu (SYO) öğrencilerinin kan ve vücut sıvılarıyla bulaşan enfeksiyonlar, enfeksiyon kontrol önlemleri hakkındaki bilgi düzeyleri, temas sıklıkları, serolojik durumları ve hepatit B aşılanma durumlarının değerlendirilmesi. G Ge er re eç ç v ve e Y Yö ön nt te em ml le er r: : Araştırma kesitseldir. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde yapıldı. Veriler anket yöntemi ile toplandı. Çalışmaya 445 kişi katıldı (131 tıp fakültesi öğrencisi, 34 SYO öğrencisi, 280 sağlık çalışanı). B Bu ul lg gu ul la ar r: : Yaş ortalaması 25.5 ± 5.4'tü. Bilgi düzeyi puan ortalamalarının yaş ve eğitim düzeyi ile arttığı saptandı (p=0.001). En yüksek bilgi düzeyi puan ortalamaları doktorlarındı. Kliniğe geçen tıp fakültesi öğrencilerinin toplam bilgi düzeyi puan ortalaması, SYO öğrencilerinden (p= 0.001), SYO öğrencilerininki de preklinik tıp fakültesi öğrencilerininkinden (p= 0.001) yüksekti. Kanla bulaşan enfeksiyonlar ve korunma yöntemleri hakkında hizmet içi eğitim alan grubun bilgi düzeyi, puan ortalamaları almayan gruptan yüksekti (p= 0.001). Kan ve vücut sıvılarıyla temas sıklığı %54'tü. Temaslıların bilgi düzeyi puan ortalamaları, teması olmayanlardan yüksekti (p= 0.001). Temas sıklığı, konu hakkında eğitim almak isteyenlerde istemeyenlere göre daha yüksekti (Ki kare: 14.92 p= 0.0001). En sık temas tipi, ele iğne batmasıydı. Temas sonrası enfeksiyon hastalıkları polikliniğine başvuru oranı %27.3, ortalama takip süresi 2.9 ± 2.3 aydı. En yüksek temas acil serviste, (%76.3), en düşük temas ise diyaliz ünitesindeydi (%37.1). Hepatit B aşılanma oranı %71.9'du. En sık aşılanmama nedeni fırsat bulamamaktı. Öğrenciler dışındaki sağlık çalışanlarında anti HCV pozitifliği %1.2, inaktif HBsAg taşıyıcılığı %1,5 oranında saptandı. S So on nu uç ç: : Kan ve vücut sıvılarıyla temasın azaltılabilmesi, çalışanlarının eğitimi, enfeksiyon kontrol önlemlerine uyumun arttırılması, idari destek ve temasların raporlanması ile mümkündür. Çalışanların bilgi düzeyleri, mevcut politikaların değerlendirilebilmesi için düzenli olarak ölçülmeli, hepatit B için seronegatif çalışanlar aşılanmalıdır.A An na ah h t ta ar r K Ke e l li i m me e l le er r: : Kan yoluyla bulaşan patojenler; mesleki temas; bilgi A AB BS S T TR RA AC CT T O Ob bj je ec ct ti iv ve e: : Evaluation of healthcare workers', medical and nursing students' knowledge levels about infections transmitted by blood and body fluids, infection control measures, exposure frequencies and serological and hepatitis B vaccination status. M Ma at te er ri ia al l a an nd d M Me et th ho od ds s: : The study was cross-sectional and conducted in Karaelmas University Teaching and Research Hospital Zonguldak, Turkey. Data were collected by questionnaires. The study included 445 subjects (131 medical students [MS], 34 nursing students [NS], 280 healthcare workers). R Re es su ul lt ts s: : Mean age was 25.5±5.4. Mean knowledge level scores (MKLS) increased with age and education level (p=0.001). ...

No abstract

Aile bir kadın ve erkeğin, ömürlerinin kalan kısmını beraber geçirmek üzere sevgi, saygı ve güven üzerine kurulan evlilikleriyle başlayan ve toplumun en küçük ve temel birimi olan kurumdur. Birlikte geçirilen yıllar çocuk, torun ve akrabaların artmasıyla aileyi genişletir. Ancak tarih boyunca hemen her toplumda yaşanagelmiş bir durum vardır ki, çoğu zaman aile içinde benzer sebeplerle ortaya çıkmış ve benzer olaylarla sonlanmıştır. Bu durum özellikle ataerkil toplumlarda erkeğin ikinci evlilik yapması ve bunu ya ilk eşinden ayrılarak ya da iki eşli yaşayarak sürdürmesidir. Batı medeniyetinin kültürel başkenti olarak kabul edilen ve genelde tek eşliliğin benimsendiği Antik Yunan toplumunda erkeklerin ikinci evlilikleri, iki Antik Yunan trajedisinde iki mitolojik öykü üzerinden değerlendirilecektir. Sophocles'in Trakhisli Kadınlar'ında Herakles gençlik ve güzellik, Euripides'in Medea'sında Jason güç ve para gerekçesiyle ikinci kez evlenir. Sırasıyla eşleri Deianeira ve Medea'nın ikinci eş konusundaki kıskançlık dolu tepkileri ve kabullenemeyişleri, kocalarının mantık ve bencillik dolu ikna çabaları, o toplumun sağduyusu ve akıl hocası rolündeki koronun yorum ve telkinleriyle bu iki oyun, yaklaşık 2500 yıl önceki Yunan toplumunun aileye ve çok eşliliğe bakışını net bir şekilde yansıtmaktadır. Tiyatronun toplumun aynası olduğu düşünüldüğünde, bu çalışmada ele alınacak oyunlar tarihsel, antropolojik, folklorik ve kültürel çalışmalara katkıda bulunacak ve bugünle karşılaştırma şansı sağlayacaktır. Ayrıca kadın ve erkeğin evlilik kurumuna bakışı, buradaki konumu ve rolü ile ataerkil toplumda evlilik anlayışı çalışmada ele alınacaktır.