Bilgi ve iletişim tabanlı teknolojik gelişmeler, toplumsal hayatı etkileyerek bulunduğu çağın fenomeni haline gelmiştir. Teknolojik anlamda yaşanan bu gelişim, kamu veya özel sektör fark etmeksizin toplumun hemen hemen bütün kesimleri üzerinde derin bir etki oluşturmuştur. Dijital platformun kamu yönetimi politikalarında etkisini gösterdiği en önemli konulardan biri, birlikte yönetimi teşvik eden yönetişim yaklaşımıdır. Dijitalleşme ile yönetişimden e-yönetişime, demokrasiden edemokrasiye ve katılımdan e-katılıma geçen yeni bir yönetim sistemi benimsenmiştir. Bu yeni yönetim sisteminde amaç, vatandaşın menfaati doğrultusunda etkili ve verimli bir yönetim sistemi gerçekleştirmektir. Bu bağlamda, bu çalışma ile amaçlanan çok aktörlü ve etkileşim merkezli bir yönetim yaklaşımı ile katılımcı yönetim anlayışını öngören yönetişimin dijital çağda nasıl bir değişim sürecine girdiğini incelemektir. Dijitalleşme bağlamında yönetişim anlayışında meydana gelen gelişmelerin Türk kamu yönetimi sistemine olan katkılarını incelemektir. Çalışma sonucunda ise eyönetişimin Türk kamu yönetimi sisteminde demokratik yönetimin pekişmesine öncülük eden çok önemli idari reformlar gerçekleştirdiği belirlenmiştir.
Yönetim, birden fazla insanın bir arada olduğu toplumsal yapının, belirli kurallara göre idare edilmesi ile ilgilidir. Toplumsal düzeni sağlayan kamu yönetimi iki temel bileşene ayrılır. Bu bileşenlerden ilki merkezi yönetim; diğeri ise yerinden yönetimlerdir. Yerinden yönetimler de kendi içerisinde kamu kurumları ve yerel yönetimler olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu çalışmada yerel yönetimlerin Türkiye'nin idari yapısı içerisindeki konumu ele alınmıştır. Türkiye'de mevcut olan yerel yönetim birimlerinin kurulması, adlandırılması, sınırlarının tespit edilmesi, organları, teşkilat yapıları ve kaldırılmaları hakkında bilgilere yer verilmiştir. Türkiye'deki yerel yönetim birimleri olan il özel idareleri, belediyeler ve köyler farklı açılardan karşılaştırılmıştır. Çalışmanın gerçekleştirilmesinde mevzuat analizi yapılmış ve içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda il özel idaresi, belediye ve köy olmak üzere üç farklı birimden oluşan yerel yönetimlerin idari mevzuatta detaylı bir şekilde ele alındığı görülmüştür. Ancak hukuk normları ile uygulamaları arasında birçok noktada uyuşmazlıkların olduğu tespit edilmiştir. Yapılan bazı hatalı kanun değişiklikleri neticesinde anayasa ile uyumsuzlukların ortaya çıktığı anlaşılmıştır.
Devletin temel organları olarak bilinen yasama, yürütme ve yargının görev alanlarını belirleyen, temel hak ve özgürlükleri güvence altına alarak toplumsal hayatı düzenleyen anayasalar, hukuki düzenlemelerin mimarı olarak kabul edilmektedir. Birbirinden farklı insanların bir araya gelerek oluşturduğu toplumun bekası ancak demokratik bir anayasal düzenlenmenin sağlanması ile mümkün olmaktadır. Anayasaları demokratik düzene koyan birimlerin adı ise anayasa hukukunda "kurucu meclis" olarak ifade edilmektedir. Kurucu meclis, yeni anayasa hazırlamakla görevlendirilmiş bir kuruldur. Bu kurulu, sınırlandıracak bir güç yoktur. Anayasa üzerinde istediği değişikliği yapabilmektedir.
Gerek küreselleşme gerekse 1990'lı yıllarla birlikte etkisinin hissedildiği neoliberal politikalar bağlamında Türkiye'de önemli reformlar gerçekleştirilmiştir. Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB)'ne üyelik hedefi, bu reformlara sebep olan önemli faktörlerden biri olarak kabul edilmektedir. AB Müktesebatı, AB'nin önemli bir parçasıdır. Müktesebatın önemli başlıklarından biri ise bölgesel politikaların ve yapısal araçların koordinasyonuna ilişkindir. Bölgesel politika, bölgelerarası eşitsizliklerinden kaynaklanan sorunlarla mücadele etme amacı doğrultusunda oluşturulan bir politikadır. Çalışma, AB bölgesel politikasının Türk yönetim yapısı üzerinde yasal ve kurumsal boyutları ile değişimlere yol açtığını iddia etmektedir. Bu iddialar da Kalkınma Ajansları çerçevesinde açıklanmaya çalışılmaktadır.Çalışmanın temel yöntemi, birincil ve ikincil kaynakların araştırılmasıdır. Çalışma sonucunda, Kalkınma Ajanslarının AB bölgesel politikası kapsamında Türkiyede gerçekleştirilen önemli bir idari reform hareketi olduğu anlaşılmıştır.
Özel sektörde baĢarılı bir Ģekilde uygulanan inovasyon, 1980'li yıllarda Yeni Kamu Yönetimi anlayıĢının etkisiyle kamu sektöründe de uygulanmaya baĢlanmıĢtır. Yönetimde, Ģeffaflık, hesap verebilirlik, etkinlik, verimlilik, vatandaĢ odaklılık, katılım gibi ilkeleri barındıran yeni yönetim anlayıĢının en önemli özelliği, kamu hizmetlerinin sunumunda inovasyonu ön plana çıkarmasıdır. Kamu sektöründe inovasyona ihtiyaç duyulmasının nedenleri kısıtlı kaynaklarla geniĢ kitlelere hızlı, verimli ve etkin hizmet sunarak vatandaĢ memnuniyetinin elde edilmeye çalıĢılmasıdır. Ġnovasyonel yönetim anlayıĢı önemli bir süreci gerektirdiği için her yerde kolayca uygulanması mümkün bir yönetim değildir. Bu bağlamda bu çalıĢmada, inovasyon ve inovasyon yönetimi anlayıĢının ne demek olduğu, kamu sektöründe inovasyonun uygulanması ve bu uygulamada görülen zorluklar, çözüm önerileri ile birlikte ele alınmıĢtır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.