Koruyucu ailelik çocuk koruma hizmetleri içerisinde dünyada en çok tercih edilen sistemlerden biridir. Bununla beraber, çocukların birçoğu bu ilişkiye önceki olumsuz bakım deneyimleriyle birlikte başlar ve bu durumun koruyucu ailedeki ebeveyn-çocuk ilişkisi üzerinde önemli bir etkisi vardır. Literatür, koruyucu ailelerin bu konuda yaşadıkları zorlukları göstermektedir. Bu çalışma, koruyucu ailelerin bu zorluklarla baş etmesine yardım etmek amacıyla farklı terapi yaklaşımlarından uyarlanmış ebeveyn-çocuk bağlanma ilişkisine odaklanan kısa dönemli yarı yapılandırılmış bir terapi modeli sunmaktadır. Bu müdahale programının uygulanabilirlik ve etkililik değerlendirmesine dair ön bulgular 3-6 yaş arası çocuğu olan altı koruyucu aile ile yapılan uygulamanın ardından nitel ve nicel yöntemlerle gösterilmiştir. Ebeveynlerin koruyucu aileliğe ve programa dair deneyimlerini değerlendirmek için müdahaleden önce ve sonra ebeveyn görüşmeleri yapılmış ve bu görüşmeler tematik analiz ile incelenmiştir. Müdahalenin çocuklar üzerindeki etkisini ölçmek için Çocuk Davranış Değerlendirme Ölçeği, Oyuncak Öykü Tamamlama Testi ve Oyun Değerlendirme Skalası puanları sürecin başında ve sonunda toplanmıştır. Sonuçlar, ebeveynlik becerilerinde ve çocukların oyun kapasitelerinde önemli değişimler göstermiştir. Ebeveynlerin zihinselleştirme ve çocuğa uyumlanma becerilerinde ilerleme ve çocukların sembolik oyun becerilerinde anlamlı gelişme görülmüştür. Çocukların semptomlarında ve bağlanma modellerinde müdahaleden sonra anlamlı değişim olmamıştır. Bu sonuçlar, koruyucu aileler için uygulanabilir ve etkili bir müdahale programı sunarak Türkiye literatürüne ve klinik pratiğine katkıda bulunmaktadır.
Objective
The current study explored the psychometric properties of the Brief Accessibility, Responsivity, and Engagement (BARE) scale in a sample of Turkish adults in ongoing committed relationships (N = 509).
Background
The sense of safety that results from accessibility, responsiveness, and engagement in a romantic relationship predicts more positive expectations and affect about one's partner, as well as better emotion regulation and communication skills in a relationship. However, there are no studies investigating the measurement of these behaviors in the context of Turkish culture.
Method
The data for this study were collected through either social media and online listservs or three college campuses in Istanbul from November 2016 to June 2017. Participants were 27.26 (SD = 9.82) years old on average and mostly women (82.9%, n = 422), and approximately one quarter were married (23.4%, n = 121).
Results
Results showed that the BARE scale demonstrated good internal and test–retest reliability, as well as adequate concurrent and discriminant validity. Confirmatory factor analysis supported the 12‐item structure of the BARE scale, but there was no support for the 2‐item by six‐subscale structure in the Turkish sample. Due to the high overlap between the BARE Self and Partner subscales, the scale appears to be a single‐factor measure when used in the Turkish context with a community sample of adults in romantic relationships.
Conclusion
Further research is needed to test the BARE scale's psychometric qualities among distressed and clinical samples, using reports of both partners.
İnsan yaşamında çocukluk ve erişkinlik arasındaki gelişimsel evre olarak ergenlik; bağımsız, olgun ve işlevsel bir birey olma yolunda önemli bir eşiktir. Fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal alanların tümünde değişim yaşayan ergenlerin özerk hareket ede-bilme, soyut düşünme, akıl yürütme ve problem çözme, sosyal ilişkileri geliştirme gibi pek çok gelişimsel adımı, bu dönemde tamamlamaları beklenmektedir. Öte yandan ergenlik; depresyon, kaygı bozuklukları, öfke sorunları, yeme bozuklukları,
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.