ÖzBu çalışmada; devlet iktisadi teşekküllerimizden, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (ÇAYKUR) bölge müdürlüklerine ait koordinatlar optimize edilmiştir. ÇAYKUR yetkili satış noktaları ile bölge müdürlükleri arasındaki dağıtım faaliyetlerindeki optimizasyon ile, maliyet minimizasyonu gerçekleştirilmiştir.Çalışmanın analizinde; makine öğrenmesi tekniklerinden biri olan, k-ortalamalar kümeleme analizi ve yöneylem araştırmaları tekniklerinden biri olan, doğrusal olmayan programlama yöntemleri kullanılmıştır. K-ortalamalar kümeleme analizi ile 125 satış noktası, 9 bölgeye ayrılmış ve bu dokuz bölgede yer alması gereken satış noktaları belirlenmiştir. K-ortalamalar kümeleme analizi ile elde edilen sonuçlar ile doğrusal olmayan programlama yöntemi ile elde edilen sonuçlar, bölge müdürlükleri ile bölgede yer alan satış noktalarına olan uzaklıklar için karşılaştırılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre iki yöntemle elde edilen sonuçlar hibrit olarak kullanıldığında rota daha da kısalmaktadır.
ÖzMakalede Türkiye'nin doğrudan tarafı olduğu dış politika krizlerinde ahdi hukuk vurgusu Kıbrıs ve Nahçıvan krizleri özelinde incelenmektedir. Türkiye'nin dış politikasında ahde vefa, statüko ve barış vurgusu büyük ölçüde korunmuş ilkelerdir. Bu ilkelerin ve statükonun oldubittilerle ihlal edildiği krizlerde Türkiye uluslararası hukuk açısından meşruiyetini korumaya özen göstermiştir. Kararlaştırılmış bir ahdin oluşturduğu statü ancak imzacı taraflar arasında bir müzakere ile sonlandırılabilir. Hatta bu müzakereler ile yeni/güncel bir ahdi statü de oluşturulabilir. Ahdi statünün geçersiz kabul edilmesi veya fiili eylemlerle ihlal edilmesi, imzacı devletler arasında bir müzakere sürecini ortadan kaldırır. Bu durumda, Kıbrıs ve Nahçıvan krizlerinde görüldüğü gibi taraflar arasında askeri çatışma olasılığında da bir artış gözlenebilmektedir. Türkiye'nin kendi sınır güvenliği, toprak bütünlüğü ve ahdi hukuku açısından göstermiş olduğu duyarlılık, ülkesel sınırları dışındaki ahdi hukuku yükümlülükleri ihlal edildiğinde de ortaya çıkmaktadır. Bu gibi durumlarda Türkiye zorlayıcı diplomasi stratejilerine ve güç kullanımına başvurmaktan kaçınmamaktadır. Bu da Türkiye'ye bu tür krizleri topyekûn bir savaşa varmadan sonlandırabilme şansı vermektedir. Anahtar KelimelerKıbrıs, Nahçıvan, dış politika krizi, zorlayıcı diplomasi, ahdî hukuk.En genel niteliği ile ahdî hukuk (contractual obligation) iki veya daha fazla otonom aktörün müzakere ederek karara bağladıkları ve çoğu kez bir yazılı metne konu ettikleri siyasî, hukukî düzenlemeyi tanımlamak için kullanılır. MGK sitesindeyse ahdi hukuk, "Devletler Genel Hukuku'na göre; bir devletin var olması, bağımsızlığı, egemenlik hakkı, sınırları hakkında bir veya birden fazla devletle birlikte yaptığı ve karşılıklı beyan ve kabulleri ihtiva eden anlaşma veya anlaşmalarla gerçekleşen hukuktur" şeklinde tanımlanmıştır. (http://www.mgk.gov.tr/Turkce/sss.html#soru_6 aktaran ve ayrıntılar için Aksu, 2010.) Dolayısıyla taraflar imzalamış oldukları metinde yer alan düzenlemeler doğrultusunda ilişkilerinin seyrini etkileyecek/sınırlandıracak bir statü, rejim kurmuş olmaktadırlar. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş bir antlaşmanın yaratmış olduğu statüye sadakatle uymak ve bu statüyü ihlal etmemek davranışı ise uluslararası ilişkilerde düzenin barış, uzlaşı ve iş birliği içerisinde işleyebilmesi için temel koşul olarak görülmektedir. Bununla birlikte otonom aktörlerin her zaman yaratılan ahdî hukuku koruyabilmeleri de mümkün değildir. Bunun çeşitli gerekçeleri ileri sürülebilmektedir. Ancak önemli olan nokta devletler arasındaki ilişkilerde ahdî hukuk kaynaklı krizlerin nasıl yönetildiğidir.Bu bağlamda devletler arasındaki krizlerde ahdî hukuku doğrudan ve/ya dolaylı olarak ilgilendiren üç ayrımdan söz edebiliriz (bk. Aksu 2017a):1. Taraflar arasında daha önceden kabul edilen bir siyasî-hukukî antlaşmanın ihlali durumu, 2. Krizi tetikleyen durumsal değişiklikle ilgili olarak bir ahdî hukukun varlığına rağmen taraflardan en az birinin bu statüyü farklı yorumlaması ve/ ya mevcut uyuşmazlığa uygul...
In this study, Turkey's post-Cold War security threat perceptions are analyzed by using the mandates for military actions (MMAs) adopted by Grand National Assembly of Turkey (GNAT). This study, which uses the securitization approach of the Copenhagen School as the theoretical framework, analyzed the justification texts of the MMAs of GNAT after the Cold War in terms of Turkey's security threat perceptions. As a matter of fact, the existence of a justification text for each of the military resolutions paves the way for the securitization approach to create a good framework for this issue. A total of 95 MMAs were accepted by GNAT between 1990-2021. In 47 of them, Turkey's security and/or a security threat to Turkey has been pointed as the main reason. One of the main conclusions of the study is that Turkey's security threat perception after the Cold War mostly shaped by developments in Turkey's southern border neighbors. At this point, Turkey, as a continuum, perceived security threats arising from some military issues and / or irregular immigration from Iraq and Syria. But, over time, different actors, including non-state actors such as PKK / YPG / PYD or DAESH, have been pointed as the main source of these perception of threat in the justification texts of the mandates for military actions. It is a very clear fact that, within related era, Turkey's security threat perception is not solely shaped by the countries which mentioned in related MMAs. But analyzing MMAs is giving an opportunity for much more concreate facts. In this term, while Turkey's security threats perception is shaped by Iraq during the 1990, this has changed with especially after the Syrian civil war. Thus, mostly because of outside developments, an increase has been observed in the number of actors from which the security threat originates, and the subject and structure of the threat have diversified. Lastly, in all these successful securitizations, while the military sector was the primary factor in terms of security threat, at the same time, the economic and social sectors became prominent together with the military sector.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.