Bu çalışmada, Avrupa Birliği üyesi Yunanistan'ın 2008 yılında başlayan dünya finansal krizi sonrasında yaşadığı ekonomik sorunlar ele alınarak değerlendirilecektir. Öncelikle Avrupa Para Birliği (APB) ve Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) uyguladıkları politikalar ve ekonomi politikaları ilkeleri çerçevesinde para birliğine dâhil olan farklı ekonomik gelişmişlik düzeyindeki ülkelerin temel ekonomik göstergeleri üzerinde ne gibi etkileri olabileceğine dair teorik bir çerçeve çizilecektir. Ardından bu yapı içerisinde yer alan ülkelerden Yunanistan'ın, birliğe hangi ekonomik koşullar ve yapı altında girdiği, sonrasında ise ne tür politikalar takip ederek "Avro Bölgesi"nden çıkma alternatiflerinin bile dile getirildiği duruma nasıl geldiği tarihsel olarak incelenecektir. Krizi ortaya çıkaran temel dinamiklerin Yunanistan'a özgü siyaset yapma biçimi, ekonomi üzerinde etkili olan hâkim grupların davranışları, ekonomik altyapı yetersizlikleri gibi içsel nedenlerden mi yoksa AMB politikaları gibi dış dinamikler nedeniyle mi geliştiği yönündeki tartışmalar değerlendirilerek analiz edilecektir.

Çalışmada 1980 sonrasına damgasını vuran neoliberal ekonomi politikalarının bir parçası olan finansal serbestleşmenin, farklı ekonomik yapıdaki ülkelerde ne tür sonuçlara yol açtığının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Merkezdeki ülkeler serbestleşmeye aşamalı olarak, gerekli kurumsallaşma ve düzenlemelerle birlikte geçmişlerdir. Ancak çevre ülkelerde bu politikalar hızla uygulanmış, öncelikli olarak altyapının ve ilgili kurumların oluşturulması gerekirken bu zamana bırakılmış, dolayısıyla bu ülkeler ekonomilerdeki değişimlere oldukça hassas, hareketli ve spekülatif sermayenin olumsuz etkilerine maruz kalmışlardır. Döngüsel niteliğe bürünen bu dalgalanmalar benzer ekonomik yapıdaki ülke piyasalarını yayılma özelliğiyle etkiler hale gelmiştir. 1990’lı yıllara gelindiğinde bu sonuçlar ile birlikte geçmişte uygulanan politikalar masaya yatırılarak politika yanlışları ve eksiklikleri sorgulanmıştır. Neoliberal politikalarla piyasaların düzenleme dışı bırakılması amaçlanmasına rağmen, ardı ardına yaşanan finansal krizler kısmi düzenleme tartışmalarını yoğunlaştırmıştır.