Three patients had unilateral vitreomacular traction (VMT) syndrome and the diagnosis was confirmed by spectral domain‐type optical coherence tomography (OCT). All patients were female aged 51, 55 and 62 years. All denied surgical intervention. In one patient, rapid spontaneous resolution of the vitreomacular traction with a complete posterior vitreous detachment (PVD) and a normal foveal contour was achieved within 15 days. In the remaining two cases a complete PVD could be detected as late as seven months after the initial presentation. In one, though the vitreomacular adhesion released spontaneously, there was a minimal residual epiretinal membrane. In all three eyes, visual acuity was considerably improved. Spontaneous, uneventful resolution has been rarely reported in the natural course of VMT but several recent studies with the aid of OCT have shown that spontaneous resolution might be more common than previously known. In light of our cases, we believe that there is still room to search for OCT clues in eyes with VMT to predict eyes with higher likelihood of spontaneous resolution, thereby avoiding unnecessary pharmacologic and/or surgical intervention.
Özet Amaç Tek taraflı limbal kök hücre yetmezliğinin (LKHY) tedavisinde, kültüre edilmiş limbal epitel hücreleri (KLEH) ile oküler yüzey rekonstrüksiyonunun, bir yıllık sonuçlarının değerlendirilmesi. Gereç ve Yöntem Tek taraflı LKHY tedavisinde, KLEH ile oküler yüzey rekonstrüksiyonu uygulanan 5 hastanın bir yıllık sonuçları değerlendirildi. Bu değerlendirmede başlıca parametreler görme keskinliği, oküler yüzeyin flöressein ile boyanması, korneal vaskülarizasyon ve biyomikroskopta epitelin görünümü idi. Biyopsi ve Laboratuvar tekniği Unilateral LKHY hastalarının, sağlam gözlerinin üst limbuslarından 1,5 mm uzunluğunda limbal biyopsi alındıktan sonra iki eşit parçaya ayrılarak amniyotik membran ve insertlere ekildi. 14 günlük kültür sonrası yaklaşık 20 mm boyutlarına gelen epitel, amniyotik membran ile direkt, insertteki ise altındaki materyalden serbestleştirilerek kullanıldı. Cerrahi teknik LKHY olan gözlerde, semblefaron ve pannus dokuları temizlendi. Yüzeyel keratektomi yapıldıktan sonra KLEH içeren amniyotik membran epitel yukarıda olarak 10-0 monoflaman nylon sütür ile konjunktivaya 360 derece sütüre edildi. Üzerine insert üzerinde kültüre edilmiş ve ardından serbestleştirilmiş epitel tabakası yerleştirildi. En üste ise koruyucu amaçlı olarak tek katlı amniyotik membran konuldu ve konjunktivaya 360 derece sütüre edildi. Sonuçlar Hastaların yaş ortalaması 44,4 yıl (14–71) idi. Hastaların tümünde LKHY’nin nedeni alkali yanığıydı ve semptomların süresi ortalama 10 (2–18) yıldı. Ameliyat öncesi görme keskinliği 3 hastada ışık hissi, 1 hastada 50 cm’den parmak sayma, 1 hastada ise 0,3 düzeyindeydi. Ortalama 12,6 (12–12,5) aylık izlem sonunda tüm hastalarda görme düzeyleri arttı ve görmeler 3 metreden parmak sayma ile 0,6 arasındaydı. Postoperatif dönemde, bir hastada iki amniyotik membran tabakası arasında geçici hemoraji gözlendi. Üç hastada periferal korneal vaskülarizasyon gelişti, 1 hastada ise parasantrale kadar uzandı. Tartışma Unilateral LKHY tedavisinde, KLEH ile oküler yüzey rekonstrüksiyonu tedavisi orta-uzun dönemde güvenli ve etkili bir yöntemdir.
Amaç: Sık değişim hidrojel grubu ve sık değişim silikon hidrojel grubu kontakt lens kullanıcılarında konjonktival değişikliklerin impresyon sitolojisi yöntemi ile histolojik olarak karşılaştırılması. Ge reç ve Yön tem: Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, Kornea ve Kontakt Lens Birimi'ne, kontakt lens kullanımı nedeni ile başvuran 42 hasta çalışma kapsamına alındı. Birinci grup en az 1, en fazla 5 yıldır sık değişim hidrojel (SDHL) grubu kontakt lens kullanıcılarından, ikinci grup en az 1, en fazla 5 yıldır sık değişim silikon hidrojel (SDSHL) grubu kontakt lens kullanıcılarından oluşturuldu. Kontrol grubuna 20 adet daha önce hiç kontakt lens kullanım öyküsü olmayan sağlıklı bireyler dahil edildi. Tüm kontakt lens kullanıcıları ve kontrol grubuna konjonktival değişiklikleri değerlendirmek amacı ile konjonktival impresyon sitolojisi uygulandı ve impresyon sitoloji sonuçları Nelson yöntemi ile derecelendirildi. Bulgular: İmpresyon sitolojisi puanı açısından gruplar arası karşılaştırmalarda; sık değişim hidrojel lens ve sık değişim silikon hidrojel lens kullanıcıları arasında bir farklılığın olmadığı, her iki grupta da skuamöz metaplazi ve goblet hücre kaybına benzer düzeyde rastlandığı, buna karşın impresyon sitolojisi derecesinin kontrol grubunda diğer iki gruba göre anlamlı olarak daha düşük olduğu saptandı. Sonuç: Sonuç olarak sık değişim hidrojel ve sık değişim silikon hidrojel lens kullanımı konjonktivada skuamöz metaplazi, goblet hücre kaybı gibi kuru göze neden olabilecek histolojik değişikliklere neden olmaktadır. Ancak konjonktival değişiklikler açısından her iki grup kontakt lens materyalleri arasında fark saptanmamıştır. (Turk J Ophthalmol 2014; 44: 47-52) Anahtar Kelimeler: İmpresyon sitolojisi, kontakt lens Objectives: To compare the level of conjunctival changes using conjunctival impression cytology in wearers of frequent replacement hydrogel (FRHL) and frequent replacement silicone hydrogel contact lens FRSHL. Materials and Methods: Forty-two contact lens users who were seen at the Cornea and Contact Lens Unit, Department of Ophthalmology, Dokuz Eylül University were evaluated in this study. The first group consisted of wearers of FRHL used for minimum one year and maximum five years. The second group consisted of wearers who used FRSHL for minimum one year and maximum 5 years. Twenty healthy individuals with no contact lens history were included in the control group. Conjunctival impression cytology was applied to all contact lens users and the control group in order to evaluate the conjunctival changes, and the results of impression cytology were graded by the Nelson's method. Re sults: In the comparison of the groups according to impression cytology scoring, there was no difference between the users of FRHL and FRSHL. Similar amounts of squamous metaplasia and goblet cell loss were encountered in both groups. Nonetheless, impression cytology grading was significantly lower in the control group than in the other two groups. Conclusion: In conclusion, the use of F...
Ya z›fl ma Ad re si/Ad dress for Cor res pon den ce: Dr. Rukiye Aydın, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, İzmir, Türkiye Gsm: +90 532 733 42 16 E-pos ta: eylul_lal@yahoo.com Ge lifl Ta ri hi/Re cei ved: 26.08.2012 Ka bul Ta ri hi/Ac cep tedÖzet Amaç: Geleneksel hidrojel grubu ve silikon hidrojel grubu kontakt lens kullanıcılarında kuru göz şiddet ve düzeyinin, kuru göz anketi ve klinik testler ile karşılaştırılması. Ge reç ve Yön tem: Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, Kornea ve Kontakt Lens Birimi'ne, kontakt lens kullanımı nedeni ile başvuran 42 hasta çalışma kapsamına alındı. Birinci grup en az 1, en fazla 5 yıldır geleneksel hidrojel (GHL) grubu kontakt lens kullanıcılarından, ikinci grup en az 1, en fazla 5 yıldır silikon hidrojel (SHL) grubu kontakt lens kullanıcılarından oluşturuldu. Kontrol grubuna 20 adet daha önce hiç kontakt lens kullanım öyküsü olmayan sağlıklı bireyler dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen tüm hastalara kuru göz varlığı ve şiddetini kalitatif olarak gösteren Türkçe OSDI (Ocular Surface Disease Index) anketi uygulandı. Her üç grupta da gözyaşı işlevi gözyaşı kırılma zamanı ve Schirmer testi ile belirlendi. Sonuçlar: OSDI anket skorunun, geleneksel hidrojel kontakt lens ve silikon hidrojel kontakt lens kullanıcıları arasında anlamlı bir farklılık göstermediği; buna karşın her iki grubun da kontrol grubundan anlamlı olarak yüksek anket skoruna sahip olduğu görüldü. Gözyaşı kırılma zamanı açısından, geleneksel hidrojel lens ve silikon hidrojel lens kullanıcıları arasında anlamlı bir farklılık olmadığı görüldü. Buna karşın her iki grupta da gözyaşı kırılma zamanı kontrol grubundan anlamlı olarak düşük saptandı. Schirmer puanı açısından her üç grupta da benzer değerler elde edildi ve gruplar arasında bir farklılık saptanmadı. Tar t›fl ma: Sonuç olarak geleneksel hidrojel ve silikon hidrojel lens kullanımı gözyaşı kırılma zamanında kısalma oluşturarak kuru göz semptomlarına neden olmaktadır. Ancak her iki grup lens arasında kuru göz oluşturma şiddeti açısından fark saptanmamıştır. (Turk J Ophthalmol 2013; 43: 7-14) Anah tar Ke li me ler: Göz yaşı, göz yaşı kırılma zamanı, kontakt lens, kuru göz, schirmer testi Sum maryPur po se: To compare the level and severity of dry eye between conventional hydrogel and silicone hydrogel contact lens users by using dry eye questionnaires and clinical tests. Ma te ri al and Met hod: Forty-two contact lens users who attended the Cornea and Contact Lens Unit, Department of Ophthalmology at Dokuz Eylül University, were included in this study. The first group consisted of subjects who have used conventional hydrogel (CHL) contact lens for minimum one year and maximum five years. The second group consisted of subjects who have used silicone hydrogel (SHL) contact lens for minimum one year and maximum 5 years. Twenty healthy individuals with no history of contact lens use were included in the control group. OSDI (Ocular Surface Disease Index) questionnaire was performed to all patients. Th...
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.