Hz. Peygamber’in tevhid mesajını dile getirmesi, kendisine inananların, etrafında kümelenmesiyle sonuçlanmışken muhataplarının çoğunluğundan da tepkiler almasına sebep olmuştur. O, öncelikle söz konusu mesajı ciddiye alınmayarak ya da aşağılanarak vazgeçirilmek istenmiş, zaman içerisinde taraftarının arttığı görülünce daha sert yöntemlerle engellenmeye çalışılmıştır. Hz. Peygamber’in, ağzından büyüleyici sözler dökülen bir sihirbaz, başkalarından öğrendiği haberleri kendisine vahyedilmiş gibi aktaran bir yalancı, akıl sağlığını yitirdiği için atalar dinine aykırı söylemlerde bulunan ve tedavi edilmesi gereken bir kimse olduğu müşriklerce iddia edilir olmuştur. İşbu makale, bu meyanda müşriklerin Hz. Peygamber’in bir “mecnûn” olduğu şeklindeki iftiralarını ele almakta ve onların bu iddialarıyla ne kastettiklerini anlamaya çalışmaktadır. Müşriklerin söz konusu iddialarını bize haber veren Kur’ân âyetlerinin Türkçeye tercümesi dikkate alındığında çoğu meâlin “mecnûn” kelimesine “delilik” anlamı verdiği görülmektedir. Söz konusu ifadeye câhiliye Araplarının ne anlam yüklediği incelendiğinde ise kelime bambaşka bir anlam kazanmakta, müşriklerin, “mecnûn” ithamıyla kasıtlarının “delilik” ile ifade edilemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu meyanda çalışmamız, söz konusu ithamın câhiliye Arapları nezdindeki mânâsından yola çıkarak nasıl anlamlandırılması gerektiğine dair bir teklif sunmaktadır.