Kişilerin toplumsal yaşam içerisinde davranışlarını belirlemeleri konusunda hangi mekanizmaların etkili olduğu meselesi uzun süredir tartışılagelen bir konu olmuştur. Zira birey öteki ile ilişkiye geçtiği anda aslında öteki karşısında bir sahneye çıkar ve bu sahnede bazı şeyleri ileterek bazı şeyleri ise iletmeyerek veya bazı şeylerin üstünü örterek etkileşime girer. Bu çalışmanın amacı, Roma filmi özelinde bireylerin ya da karakterlerin toplumsal olaylarla dönüşümünü gözler önüne sermektir. Bu doğrultuda Roma filmi ve karakterleri Fairclough"un (1997) üç aşamadan oluşan eleştirel söylem analizi yöntemine göre incelenmiştir ve filmde sunulan kültürel temsiller Hofstede"in kültürel boyutları bağlamında açıklanmıştır. Giriş bölümünde çalışmanın amacı gerekçelendirilerek birey ve toplum ilişkisi üzerinden açıklanmıştır. İkinci olarak filmin özeti değerlendirmelerle birlikte verilmiştir. Üçüncü bölümde çalışmanın yöntemi olan eleştirel söylem analizi Fairclough"un yaklaşımıyla açıklanmıştır ve çalışmanın amacına uygun olarak neden bu yöntemin seçildiği gerekçelendirilmiştir. Dördüncü bölümde filmdeki siyasi olayların çözümlenmesi için Meksika tarihine ilişkin bir arka plan sunulmuştur. Beşinci bölümde yöntem, üç aşamada sözlü metin incelemesi, söylem uygulaması ve sosyokültürel uygulama olarak sırasıyla film hikâyesine uygulanmıştır. Altıncı bölümde bu analizden elde edilen bulgular, Hofstede"in kültürel boyutlar kavramına göre Meksika üzerinden yorumlanmıştır. Sonuç olarak filmdeki karakterlerin Meksika"nın kültürel boyutları ile çoğunlukla uyumlu davranışlar gösterdiği görülmüştür. Roma filmi; 1970'lerin karmaşık siyasi ortamında hem aile çatışmaları hem de endişe verici toplumsal olaylar ışığında, Meksikalı yerli bir hizmetçi olan Cleo'nun deneyimlerini ustaca ele almıştır.