Bu çalışma, bireysel ve toplumsal değişimin mekâna yansımasının kentsel mekânın dönüşümünü gerektirdiği gerçeğinden hareketle, kentsel dönüşüm projelerinin finansman sorunlarının çözümüne odaklanmaktadır. Yapılı çevre, arsa varlığı ve mülkiyet yapısı gibi zorluklarla karşı karşıya kalan kamu otoritesi, özellikle öneri yapılaşma koşulları kapsamında kentsel ihtiyaçları karşılamak için gerekli finansmanı nasıl sağlayacağı sorunu ile yüzleşmektedir. Bu bağlamda, kentsel dönüşüm projelerinde bireylerin gayrimenkullerinde oluşan değer artışının kamuya aktarılması (Land Value Capture - LVC) politikası uygulanmaktadır.
Çalışmanın amacı, küreselleşme ve neoliberal politikalar çerçevesinde kısıtlı kamu kaynakları doğrultusunda kentsel dönüşüm projelerinde özel sektör yatırımcılarının sürece nasıl dahil edildiğini değerlendirmektir. Ayrıca, paydaşların kazanımları arasında dengenin de nasıl sağlanabileceğinin belirlenmesine odaklanılmaktadır.
LVC yöntemleri ve uygulamaları ele alındığında, kentsel dönüşüm projelerinde kamu kesiminin aktif rol alması nedeniyle yatırım odaklı veya stratejik arazi yönetimi kavramları içinde belirli derecelerde kamu özel işbirliği (KÖİ) modelinin uygulandığı görülmektedir. Örnek olarak incelenen Porto Maravilha projesinde olduğu gibi, KÖİ modeli ile projeler yönetilmekte ve temel değer artışı, yapılaşma hakkı satışı gibi yolarla kamuya aktarılmaktadır. Genel olarak, LVC yöntemlerinin öncelikle projelerin finansmanı için işletme mantığı çerçevesinde dikkate alındığı, kentin sosyal ve toplumsal bileşenlerini göz ardı ederek uygulandığı, kent yöneticilerinin de küreselleşme ve liberalleşme politikaları çerçevesinde sürece yaklaştığı gözlemlenmektedir.