Bu derleme çalışmasında, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin hemşirelik mesleğine yansımalarının ele alınması amaçlanmıştır. Toplumun bireylere yıllardır kadın ya da erkek olarak yüklemiş olduğu roller, sorumluluklar, tutumlar ve davranışlar toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin temelini oluşturmaktadır. Günlük yaşantımızı, aile içi rollerimizi, eğitim ve çalışma hayatımız başta olmak üzere tüm yaşantımızı etkisi altına alan toplumsal cinsiyet kavramı aslında sosyal, kültürel ve öğrenilen bir kavramdır. Ulusal ve uluslararası önemli birçok sözleşme ve faaliyetlerde yer verilen toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en çok etkilediği alanlardan biri de, kadın mesleği olarak bilinen hemşirelik mesleğidir. Kadına toplum tarafından yüklenen rollerden (bakım verme, şefkat gibi) dolayı "kadın mesleği" olarak bilinen hemşirelik mesleğinde erkek hemşireler uzun yıllardır yer almasına rağmen cinsiyet eşitsizliğinden dolayı istenen sonuç elde edilememiştir. Literatürde yapılan çalışmalar göz önünde bulundurulduğunda; erkek hemşirelere hala nasıl hitap edilmesi konusunda bir netliğin olmadığı, erkeklere farklı bir unvanın verilmesinin toplumsal cinsiyet ayrımcılığına neden olup olmayacağı, erkeklerin mesleğe katılmalarıyla meslek adına istenen değişimin elde edilip edilmediği, erkek hemşirelerin kadın hastaya bakım verip vermemesinin ne denli doğru olduğu ya da hastada utanma ve sıkılmaya neden olduğu, erkeklerin hem eğitim hem de çalışma alanında soyutlandığına dair farklı sonuçlar mevcuttur.