“…Bu rol uyarınca toplum, kadınlardan pasif/kırılgan olmalarını, yabancılardan korkmalarını (Walklate'den akt: Jennett, 1998: 34-35), kontrol edilmeye muhtaç olduklarını hissetmelerini, boyun eğmelerini (Kelly 1996, s.198-200) ve duygularını rahatça ifade etmelerini (Callanan ve Teasdale, 2009, s. 361) beklemektedir. Beklenilen rolleri yerine getirebilmeleri için kadınlar, çocukluklarından itibaren korku kültürü ile yetiştirilmekte (Walklate'den akt: Jennett, 1998, s.34-35) ve giderek bir erkek tarafından korunmanın doğanın bir parçası olduğuna inanmakta ve içinde bulunduğu durumu içselleştirmektedir (Gardner, 1989). Bu yapı içerisinde sosyalleşen kadınlar, mağduriyet araştırmalarında toplumun kendilerine biçtiği role uygun cevaplar vermekte, suça maruz kalma korkuları da yüksek çıkmaktadır (Fisher ve Sloan, 2003;Gilchrist, Bannister, Ditton ve Farrall, 1998;Goodey, 1997;Hollander, 2001;Killias ve Clerici, 2000;Rader, 2008;Smith ve Torstensson 1997;Stanko, 1995).…”