Hukuk devleti ve demokrasi kavramlarının, şeffaflık ve hesap verilebilirliği öne çıkarmasıyla birlikte devlet sırrı istisnai bir alana dönüşme trendine girmiştir. Yine de bazı devlet faaliyetlerinin doğası gereği gizli olması zorunluluğu günümüzde de devam etmektedir. Bu da devlet sırrının meşruiyetini, demokratik toplumdaki işlevine bağlamıştır. Devlet sırrı, temel hak ve özgürlüklere müdahale aracı ya da gerekçesi olabilmektedir. İfade özgürlüğü bu hak ve özgürlükler arasından öne çıkanlardandır. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM) kararları devlet sırrının niteliği ve ifade özgürlüğüyle nasıl uyumlaştırılacağı açısından yol göstericidir. Çalışma bu kararlarda, devlet sırrının, ifade özgürlüğünün sınırlandırılmasında nasıl ele alındığına odaklanmıştır. Bazı hâllerde devlet sırrının açıklanmasının ifade özgürlüğü kapsamında yorumlandığı tespit edilmiştir. Bu yorum da toplumun bilgi alma hakkı, şeffaflık ve demokrasi gibi kamu yararının varlığına dayanmaktadır.