ÖZ: Giderek küçülen ve daha fazla yakınlaştıran dünyada, iletişim ağları giderek büyümektedir. Geçmişte birbirlerine uzak olmalarından dolayı iletişimleri imkânsız kabul edilen ülkelerin, günümüzde yoğun ve kesintisiz ilişkiler kurduklarına şahit olmaktayız. Bu ilişkiler, geniş ve kapsamlı veri alışverişini sağlarken, ülkeler özellikle kalkınma göstergesi olarak eğitimlerini değerlendirmek ihtiyacı duymaktadırlar. Eğitimde uluslararasılaşma dediğimiz bu ilişki türü, ülkelerin eğitim sistemlerini karşılaştırmalarını sağlayan, standart test niteliği taşıyan dünya ölçekli sınavları meydana getirmiştir. OECD, PISA, PIRLS gibi testlerle, ülkelerarası okuduğunu anlama, matematiksel muhakeme ve bilimsel düşünebilme gibi becerileri ölçmeye başlamıştır. Ölçüm sonuçları ise, uluslararası karşılaştırmaları ortaya koymuştur. Çalışmada, PISA’nın okuma becerileri ölçümlerinin ne ifade ettiği, ne ifade etmesi gerektiği ve bu sınavın dünya çapındaki eleştirisi kritik edilmektedir. Sayısal verilerden çok, sınavla ilgili felsefi sorgulama ve eleştiri, sınavın artı ve eksi yönleri tartışmaya açılmış, Cumhuriyet’in 100. yılında, Türkiye’nin PISA’ya dahil olmakla, ne kazanabileceği, neye dikkat etmesi gerektiği, eğitimsel bir bakış açısıyla değerlendirilmeye çalışılmıştır. Çalışmayla, aynı zamanda geleceğin dünyasının eğitimi nereye taşıdığına ilişkin olarak, bir farkındalık yaratılmaya da çalışılmaktadır.