İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna yaklaşılırken, bir savaşı kazanmak kadar yeni bir savaşı önlemenin zorluklarıyla hareket eden Müttefikler, savaşın galipleri olarak inisiyatifi ele almak üzere harekete geçmişlerdir. Böylece İkinci Dünya Savaşı'nın galipleri, savaş sonrası kurulacak uluslararası sistemi kendi istekleri ve mevcut güç ilişkileri kapsamında şekillendirmek üzere kolları sıvamıştır. Ne de olsa savaş sonrasının uluslararası düzenleri her zaman savaşın galipleri olan güçlü devletlerin istediği biçimde şekillenmektedir. Büyük güçlerin Mihveri yenilgiye uğrattıktan sonra istikbalde barış, istikrar ve kolektif emniyeti sağlamak adına yeni milletlerarası bir düzen kurma çalışmaları Birleşmiş Milletler (BM) adını alacaktır. Bu çalışma, Sam Francisco Konferansı döneminde büyük güçlerin, BM'nin barış ve güvenliğin korunmasındaki en önemli organı Güvenlik Konseyi'nde daimi üye pozisyonuyla veto hakkına sahip olmalarının Türk basınında nasıl değerlendirildiğini ele almaktadır. Bu konu kapsamında çalışmanın verilerini Milli Kütüphane'nin Süreli Yayın Arşivi'nden konuyla ilgili olarak taranan gazetelerin haber ve başmakaleleri, TBMM Zabıtları ve literatürdeki temel eserler oluşturmaktadır. Sonuçta anlaşılmaktadır ki, savaş sırasında üslendikleri görev ve sorumluluklarla orantılı nitelendirdikleri veto hakkına sahip bulunan büyük güçlerin bu yetkisi, Türk basını tarafından eksik ve kusurlu nitelendirilerek eleştirilmiştir. Açık biçimde hem TBMM kürsüsünde hem de basında yapılan eleştirilere rağmen uluslararası düzene ayak uydurarak bir teşkilat içerisinde bulunmayı tercih eden Türkiye, BM Teşkilatının bir üyesi olmayı kabul etmiştir.