Kraniyoservikal arter diseksiyonları nadir görülen ancak genç inme hastalarda önemli bir etiyolojik faktördür. Etiyopatogenezde genetik ve çevresel faktörler sorumlu tutulmaktadır. Diseksiyonun neden olduğu nörolojik patolojiler endotelyal hasar nedeniyle meydana gelir. Vertebral arter (VA) sistemine ait diseksiyonlarının insidansı karotid arter diseksiyonlarına kıyasla daha düşüktür. VA diseksiyonları görece daha nadir görülmekle birlikte doğru tanı ve tedavinin gecikmesi fatal sonuçlanabilir. Bu çalışmada, kliniğimizde son sekiz yılda vertebral arter diseksiyonu tanısı ile takip edilmiş olan hastaların değerlendirilmesi ve prognozlarının araştırılması amaçlandı. Bu çalışma SBÜ İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniğinde yapıldı. Çalışmaya 1 Ocak 2013 – 1 Ocak 2021 tarihleri arasında servikal arter diseksiyonu tanısıyla takip edilen 15 hasta dahil edildi. Hastalara ait veriler hastane bilgi yönetim sisteminden retrospektif olarak incelendi. Çalışmaya 8’i (%53,3) erkek 15 hasta alındı. Hastaların yaş ortalaması 45,3±15,57 (min-max:24-78) yıldı. Eşlik eden komorbid hastalıklar; hipertansiyon (n=7), diyabetes mellitus (n=2), hiperlipidemi (n=2) ve geçirilmiş serebrovasküler hastalıktı (n=1). Hastaneye en sık başvuru şikayetleri; baş dönmesi (n=12), konuşma bozukluğu (n=4), bulantı ve kusma (n=3), güçsüzlük (n=3) idi. Hastalardan dördünde travma, ikisinde ise boyun bölgesine masaj uygulanma öyküsü vardı. 5 (%33,3) hastada sağ, 9 (% 60) hastada sol vertebral arter diseksiyonu saptanmıştı. Hastaların takiplerinde büyük bölümünün (%80) sekelsiz iyileştiği kaydedildi. Elli yaş altında tüm inmelerin dörtte birinde karotis veya vertebral arterlerin diseksiyonu rol oynar. Bu nedenle genç inme hastalarında, servikal arter diseksiyonu ayırıcı tanıda akla gelmelidir. Ayrıca acil servis, nöroloji ve radyoloji klniklerinin multidisipliner çalışması ile hastalar etkin tedavi planı için yakından izlenmelidir.