GirişZihnin karşıtlıklar üzerine düşündüğü, Aydınlanma Döneminin güçlü kabullerindendir. Bhasin, karşıtlıkların, birbirlerine nispetle tanımlandığını ve bu tanımlamanın daima içlerinden biri lehine olduğunu söyler.
1İki karşıt kavramdan biri daima gölge kavramdır. Asıl olan, diğerinin, kendisine nispetle tanımlandığı kavramın gölgesidir. Beden dendiğinde, aklımıza gelen en temel karşıtlıklardan biri, ruh-zihin, beden karşıtlığıdır. Kimi zaman beden ruhun taşıyıcısı olarak görülmüş, kimi zaman da ruh bedenin taşıyıcısı, bazen her ikisi de aynı şey olmuştur.Beden bir yanıyla doğanın bir uzantısı, diğer yanıyla da ruhla doğa arasındaki aşılmaz sınırdır. Postmodern feminizmin itirazını yükselttiği nokta tam da bu karşıtlığa denk gelir. Beden topraktan meydana geldiği için ruhun eril olanı, bedeninse dişi tarafı temsil ettiği hem geleneksel ataerkil algının hem de bu algıyı, -cinsiyetçi dikotomiler biçiminde-olduğu gibi devralan aydınlanmacı zihniyetin kabullenmelerindendir.2 Buna göre ruh bedenin içine hapsolmuştur. Ama bir yandan da bedeni yönetmektedir, yönetmelidir.Bu çalışma, bu ikiliği yapı sökümüne uğratarak, bedeni aşılması gereken "doğal bir engel" olarak ruhun yanında talileştirmeye ve de ehlileştirmeye çalışan modern cinsiyetçi sistemin bedeni ve bedensel hazları denetlemeye çalışırken aslında bedene daha çok alan açışını, bu süreçte tahayyül ettiği bedenler yaratırken diğer yandan yarattığı bu bedenlerin esirine dönüşen ruhlar üretişini,değişen, devinen, çelişen, karşılıklı iktidar paslaşmalarında görünür kılmayı hedefliyor. Ve karşılıklı örülen, şekillenen bu iktidar stratejileri içinde eril ve dişil olanın birbirinin içine geçtiği, karıştığı dolayısıyla bu adlandırmaların anlamını yitirdiği noktadan sesleniyor.Yirminci yüzyılın önemli düşünürlerinden Foucault, bu devrin sonlarına doğru, iktidarın bilgiyi "oluşturucu" rolüne vurgu yaparak toplumsal düzende "normal"liği baskı altında tutan psikiyatri ve diğer disiplinlerin toplum hayatını ve ahlakını gözetlemeye başlayan bir güç olduğunu iddia etmiş ve bu iktidar mekanizmalarının asıl olarak bedenlerin eğitim ve terbiyesine yönelik işleyişi üzerine radikal bir kuram geliştirmiştir. Ona göre, kılcal biçimleriyle iktidar bireylerin dokularına işler, bedenlerine dokunur, fiillerine ve * Ankara Üniversitesi, Kadın Çalışmaları
73Amerikan Sapığı tutumlarına, konuşmalarına, öğrenme süreçlerine ve gündelik yaşamlarına girer.
3Makalenin konusu olan Amerikan Sapığı adlı yapıt, mikro iktidarın bireylerin düşüncelerine, hislerine, iç hesaplaşmalarına, gündelik plan ve programlarına, ilişkilerine nasıl yön verebildiğini görebileceğimiz en iyi örneklerden biridir. Bret Easton Ellis'in üzerine çok konuşulan 1991 tarihli bu kitabı, edebiyat eleştirmenlerinin, köşe yazarlarının, feminist grupların ilgi odağı olmuş ve eleştiriler, kitabın "zırzavat yığınından başka bir şey olmadığından" 4