Öz Amaç: İnme geçiren bireylerin hastalıkla başa çıkma tutumlarının yaşam kalitesi üzerine olan etkisini incelemektir. Materyal ve Metot: Tanımlayıcı türdeki bu çalışmanın örneklemini Ekim 2018-Haziran 2019 tarihlerinde inme sonrası kontrolleri için bir devlet ve bir eğitim araştırma hastanesinin nöroloji ve fizik tedavi polikliniğine gelen 360 birey oluşturdu. Verilerin toplanmasında sosyodemografik özellikler için oluşturulan anket formu, İnmeye Özgü Yaşam Kalitesi Ölçeği ve Başa Çıkma Tutumlarını Değerlendirme Ölçeği kullanıldı. İstatistiksel analizde SPSS 25.0 programı kullanıldı. Hastalıkla başa çıkma tutumlarının yaşam kalitesi üzerine olan etkisinin belirlenmesinde binary lojistik regresyon analizi kullanıldı. P<0,05 ve p<0,001 değerleri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Hastalıkla baş etme tutumlarından olan aktif başa çıkma (OR: 1,31 [95% CI 1,094-1,579]; p<0,05), geri durma (OR: 1,173 [1,022-1,347]; p<0,05), mizah (OR: 1,143 [1,023-1,276]; p<0,05) ve alkol/madde kullanımı (OR: 1,128 [1,008-1,262]; p<0,05)yaşam kalitesi üzerinde anlamlı prediktörler olduğu bulunmuştur. Sonuç: Aktif başa çıkma, geri durma, mizaç ve alkol/sigara kullanımı yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etki eden faktörlör olup; bu faktörleri inmeli bireylerin yaşamında ne zaman ve ne sıklıkla kullandığı dikkatlice irdelenmeli ve hastanın başa çıkma tutumlarını ve yaşam kalitesini artıracak eğitim ve multidisipliner ekibin yer aldığı inme rehabilitasyon programlarının geliştirilmesi önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: İnme, yaşam kalitesi, baş etme, COPE.
AbstractObjectives: The aim of this study is to examine the effects of coping attitudes on quality of life in patient with stroke. Materials and Methods: This descriptive study was conducted between October 2018 and June 2019. The sample data were collected from 360 patients who had been admitted to neurology and physiotherapy clinics at a training and research university hospital and a government hospital in Karabuk. Data of the study were collected by the COPE inventory and the Stroke-Specific Quality of Life Scale. SPSS 25.0 program was used in the statistical analysis. Binary logistic regression analysis was used to determine the effect of coping attitudes on quality of life. P <0.05 and p <0.001 values were considered statistically significant. Results: Active coping (OR: 1.31 [95% CI 1.094-1.579]; p<0.05), restraint (OR: 1.173 [1.022-1.347]; p<0.05),humor(OR: 1.143 [1.023-1.276]; p<0.05) and alcohol/substance use(OR: 1.128 [1.008-1.262]; p<0.05), which are coping with the disease, were found to be significant predictors of on quality of life. Conclusion: Active coping, restraint, humor and alcohol / substance use are factors that negatively affect quality of life. When and how often these factors are used in stroke patients' lives should be examined carefully. it is recommended to develop stroke rehabilitation programs with training and multidisciplinary team to improve patient coping attitudes and quality of life.