2000 öncesi Türk sinemasında korku filmleri bulunmakla birlikte bir ‘tür’ olarak korkunun izleri oldukça siliktir. Bu araştırma; korkunun, 2000 sonrası Türk sinemasında aşamalı olarak kurumsallaştığı ve türsel bir kimlik kazandığını sorunsal bir temelde tartışmaya açmaktadır. Araştırma, yeni binyılda çekilen Türk korku filmlerinin, yerli sinemada bir ‘korku türü’ oluşturduğunu ortaya koymak için nitel ve nicel, iki aşamalı olarak tasarlanmıştır. Araştırmanın nitel verilerden edindiği bulgular; yabancı türdeşlerinin etkisini taşıyan ancak içeriğini büyük ölçüde Türk-İslam bireşiminden alan, yinelenen tema, karakter, mekân, zaman, ikonografik ögeler vb. üzerine geniş çapta uzlaşan bir korku filmi topluluğuna işaret etmektedir. Muhafazakâr yapısıyla bu filmler; bir yönden harmanlanmış dinsel-kültürel söylenin söylemsel alana aktarıldığı, diğer yönden ise söylemin söyleni yeniden yapılandırdığı ‘ideolojik pekiştireçler’, özellikle sınıf ve cinsiyet gibi olguların müzakere edildiği ‘eşitsizlik alanları’dır. Nicel verilerden elde edilen bulgular; bazı istisnai yıllar hariç sayısı sürekli artan filmlerin, izleyici ilgisi ve beklentisinin etkisiyle birtakım türsel uylaşımları yerleşik hale getirdiğini göstermiş, bir tür ‘aynalama etkisi’ ile izleyiciyi, gerçek yaşamda dinlediği ya da duyduğu korku söylencelerini yeniden deneyimlemek için güdülediğini düşündürmüştür. Filmlerin gördüğü ilgi izleyici sayısıyla doğrulanmış, yapım ve dağıtım paydaşlarının yüksek kazanç sağlayan türe yatırım yapmasına etki etmiş ve böylece yenilerinin çekilmesini güvencelemiştir. Bu durum, araştırmada sunulan nicel verilerin gösterdiği üzere tecimsel kaygılar taşıyan bazı yapım ve dağıtım şirketlerinin tekelleşme eğilimini de açığa vurmuştur. Sonuç olarak nitel ve nicel verilerin yorumlanmasıyla elde edilen bulgular, 2000 sonrası yerli sinemada bir ‘korku türü’nün ve ‘Türk Korku Sineması’nın varlığını imlemiştir.