Öz Bu çalışmada, Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması (CISG) uyarınca alıcı ve satıcının sorumluluktan kurtulması rejimi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri ile karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Milletlerarası ticareti geliştirmek ve özel hukuku yeknesaklaştırmak amacıyla yürürlüğe giren bu Antlaşma, yabancılık unsuru taşıyan milletlerarası taşınır mal satışları bakımından iç hukukumuzun bir parçası haline gelmiştir. Her ne kadar Antlaşma ile yeknesak bir satım hukuku oluşturulmaya çalışılmış olsa da metin, Türk Borçlar Kanunundan farklı bir ifa engelleri ve sorumluluk sistematiği benimsemiştir. Buradan hareketle, CISG, Türk-İsviçre Borçlar Hukuku öğretisinden farklı, her türlü borca aykırılık halini içine alan genel bir sözleşmeye aykırılık çatısı oluşturmuştur. Buna ek olarak, CISG, ifa engelleri sisteminde ise, kusura dayanmayan ve kusurdan bağımsız bir sorumluluk rejiminin esas alınmış olduğu görülmektedir. Adeta bir garanti sorumluluğunu andıran bu rejimin katlanılmaz durumların önüne geçilmesi amacıyla belli ölçüde sınırlandırılması gereksinimi, çalışmamızın da esas konusunu oluşturan, Antlaşmanın 79 ve 80. maddelerinde kendini göstermektedir. Madde 79 taraflar açısından temel bir sorumluluktan kurtulma rejimi yaratmaktadır. Alıcı ve satıcı bakımından ortak etkileri olan CISG m. 79, taraflardan birinin yükümlülüklerini ifa etmemesinin denetimi dışında kalan, öngörülmez ve kaçınılmaz bir engelden kaynaklandığının ispat edilmesi halinde tazminat sorumluluğunun ortadan kalkacağını düzenlemektedir. Madde 79'un önem arz ettiği an ise edim hasarının satıcıda olduğu dönemdir. İlgili hüküm çerçevesinde tartışmalı olan ve çalışmamızda da üzerinde durulacak olan bir diğer husus ise satıcının hangi tür borca aykırılık hallerinde sorumluluktan kurtulabileceğinin hükümde açıkça ifade edilmemiş olmasıdır. Sözleşmenin hiç ifa edilmemesi veya ayıplı ifa arasındaki farklar bu kapsamda incelenecektir. Son olarak belirtmek gerekir ki, madde 79, ancak tarafların kendi aralarında sözleşmesel risk dağılımına ilişkin bir düzeleme yapmamaları halinde uygulanabilecektir. CISG m. 80'de ise borçlunun yükümlülüklerini ifa etmemesinin alacaklının bir davranışından kaynaklanması halinde, alacaklı tarafından borçlunun sözleşmeye aykırı davrandığını ileri süremeyeceği hususu düzenlenmiştir. Madde 79'dan farklı olarak, Madde 80 kapsamında borçlu yalnızca tazminat sorumluluğundan değil, bütün sorumluluklarından kurtulacaktır. Anahtar Kelimeler CISG • Milletlerarası mal satım sözleşmeleri hakkında birleşmiş milletler Sözleşmesi • İfa engelleri • Sözleşmeye aykırılık • Kusursuz sorumluluk • Sorumluluktan kurtulma • Denetim dışında kalan engel • Öngörülmezlik • Kaçınılmaz olmaz • İlliyet bağı • Aşırı ifa güçlüğü • Alacaklının ifaya engel olması