Böbrek hastalığının nedenine bakılmaksızın, kronik böbrek hastalığı (KBH) ve Son Evre Böbrek Hastalığı (SDBY) olan yetişkinlerde akut ve kronik proinflamatuar bir durumun var olduğuna ve inflamasyonun morbidite ve mortaliteye katkıda bulunduğuna dair güçlü kanıtlar vardır. Bu çalışmada, CRD hastalarında nötrofil / lenfosit oranının (NLR) ve trombosit/lenfosit oranının (PLR) kötü böbrek sonucu (ESRD + Ölüm) ile ilişkili olup olmadığını araştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Nefroloji polikliniğine düzenli olarak başvuran 194 Türk CRD (evre 3-5) çalışmaya alındı. Dört yıllık izlem süresi sonunda hasta kayıtları böbrek durumuna ve mortaliteye göre değerlendirildi. Bulgular: Takip süresi boyunca 194 hastadan 15'i öldü, 89 hastaya renal replasman tedavisi başlandı ve 90 hasta halen ESRD olmayan hastalar olarak takip edilmektedir. ESRD olan hastalar ESRD olmayan hastalar ile karşılaştırıldığında erkek cinsiyet, takip süresi, Vücut kitle indeksi, Sistolik kan basıncı, Diastolik kan basıncı, başlangıç eGFR, albümin, Hemoglobin, kalsiyum, fosfor, NLR, PLR ve spot idrar kreatin oranı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardı. NLR, CRD hastalarında hastalığın ilerlemesi ve kötü böbrek sonucu için bağımsız bir risk faktörü olarak bulundu. Sonuç: Sonuç olarak, NLR'nin CRD hastalarında bağımsız bir ESRD ve kötü böbrek sonucu öngörücüsü olduğunu gösterdik. Bu nedenle NLR ölçümü, CRD hastalarında böbrek hastalığının ilerlemesini tahmin etmede yararlı olabilir.