ÖzBu makale, Türkiye-Mısır ilişkilerinde 2011 sonrasında meydana gelen sert salınımları ve süregiden bunalımı açıklamaya çalışmaktadır. Bu çerçevede, Arap Ayaklanmaları sonrasında yaşananların ikili ilişkiler tarihinde istisnai bir döneme işaret ettiğini savlamakta ve bunu daha iyi anlayabilmek için dört temel etmene işaret etmektedir: Bölgesel güç dengesindeki değişimler, ekonomik zorluk ve fırsatlar, siyasal seçkinlerin kimlik ve ideolojileri ve son olarak iç politik kaygı ve hesaplamalar. Makale öncelikle, Mısır'daki halk ayaklanmasıyla birlikte başlayan geçiş döneminde Ankara'nın Mısır'a yönelik dış politika açılımının ve Kahire'nin buna verdiği olumlu tepkinin arkasında yatan bölgesel, siyasi ve ekonomik sebepleri anlamaya çalışmaktadır. İkinci olarak, makalede Mısır'da 2012'de Müslüman Kardeşlerin adayı Muhammed Mursi'nin iktidara gelmesiyle birlikte ikili ilişkilerin ulaştığı tarihî zirve noktası ele alınmaktadır. Bu yapılırken, Adalet ve Kalkınma Partisi ile Müslüman Kardeşler arasındaki ideolojik uyuma ve Türkiye'nin Mısır'daki Mursi iktidarını ekonomik ve siyasi anlamda desteklemekte oynadığı role özellikle vurgu yapılmaktadır. Makalede son olarak, Mursi'yi iktidardan uzaklaştıran 2013 darbesine Türkiye'nin verdiği sert tepki ve Mısır'ın süreç içerisinde bu tepkiye verdiği yanıtlar incelenmektedir. Bu kapsamda, bir yandan bölgesel güç dengelerindeki değişimler, diğer yandan her iki ülkede de iç politika kaynaklı sorunlar ve ideolojik kutuplaşma çerçevesinde iç politika-dış politika geçirgenliğinin söylemsel anlamda arttığı gerçeği göz önünde bulundurulmaktadır. Araştırma, 2011 sonrası ikili ilişkilerin siyasi ve ekonomik boyutlarına dair haber, veri ve analizlerin taranmasına ek olarak, Türkiye-Mısır ilişkilerinde rol ve/veya tecrübe sahibi Türkiyeli ve Mısırlı diplomat, siyasetçi, bürokrat, iş insanı ve sivil toplum görevlileriyle yapılan derinlemesine görüşmelere dayanmaktadır.