2/ ilef dergisi • © 2017 • 4(2) • sonbahar/autumn: 67-88 https://doi.org/10. 24955/ilef.357085 Öz Yaşadığımız kentlerin değişim geçirdiği ve konut projelerinin arttığı günümüzde, bu projelerin reklamları da sıklıkla karşı karşıya kaldığımız görsel imgeler arasında yer almaktadır. Bu çalışma, gazetelerin ek olarak verdiği renkli, kuşe kâğıda basılmış broşürlerdeki konutların genel dış mekân görüntülerini incelemeyi amaçlamaktadır. Bu doğrultuda çalışmada seçilen yöntem, imgenin kendisini anlamın üretildiği bir alan olarak gören kompozisyonel yorumlamadır. Görsel analizin ardından çalışmada hedeflenen, mimarlığı da bir iletişim aracı olarak ele alarak broşürlerde sunulan yaşam alanlarının antropolojik yer kavramı ile bağını koparıp kimliksizleşerek "hiçbir-yer"e dönüştüğünü öne sürmektir. Anahtar Kelimeler: Konut projeleri, Reklam, Antropolojik yer, Hiçbir-yer, Kompozisyonel yorumlama • • • • • Makale geliş tarihi: 20.2.2017 • Makale kabul tarihi: 5.7.2017. http://ilefdergisi.org/2017/4/2/ ilef dergisi • © 2017 • 4(2) • sonbahar/autumn: 59-90 https://doi.org/10.24955/ilef.357085
AbstractThe advertisements of housing projects are among the visual images we frequently come across. This study aims to examine long shot outdoor images of housing projects in the colourful and glossy brochures given as newspaper supplements. The compositional interpretation method is used because it regards images as a site in which meanings are made. Following the visual analysis and considering architecture as a means of communication, the study intends to assert that the living spaces portrayed in the brochures have lost their identity and relation to an anthropological place. Thus, this loss has transformed them into "nonplaces".Yaşadığımız kentlerin görünümü, sayıları artan konut projelerinin etkisiyle her geçen gün değişmektedir. Bir yanda çok sayıda konut projesi yer alırken, öte yandan bu projelerin reklamları da artmakta ve gündelik hayatın görselliğine eklenmektedir. Günümüzde sayısız görsel imgeyle karşı karşıya kaldığımız gündelik hayatın içinde reklamların oldukça fazla yer tuttuğu ortadadır. Bu nedenle John Berger'ın 1970'lerde söylediği hala geçerli görünmektedir: "Yaşadığımız kentlerde hepimiz her gün yüzlerce reklam imgesi görürüz. Karşımıza bu denli sık çıkan başka hiçbir imge yoktur". 1 Başka bir deyişle, farkına varamayabileceğimiz bağlamlar da dâhil olmak üzere internette, kıyafetlerde, toplu taşıma araçlarında, ilan panolarında, gazete ve dergilerde gündelik hayatın akışı içinde reklamlarla yüz yüze geliriz. 2 Böyle bir bağlamda, maruz kaldığımız reklamlar ve ürettikleri anlamlar gündelik hayat içinde yayılmaktadır. 3 Görsel olanın masum olmadığını akılda tutmak gerektiğini söyleyen Gillian Rose'a göre bir imge veya görsel söz konusu olduğunda anlamın ortaya çıktığı üç alan vardır: İmgenin üretimi, imgenin kendisi ve izleyiciler tarafından alımlanması. 4 Rose bu üç alanın sınırlarının muğlak olduğunu belirterek, kendi içinde teknolojik, kompozisyonel ve toplumsal kiplerle bağlantılı olduğunu da eklemektedir. 5 Diğ...