Göç Süreci̇nde Erken Yaşta Evli̇li̇kleri̇ Türki̇ye’de Yaşayan Suri̇yeli̇ Çocuklar Özeli̇nde Düşünmek

Abstract

Çocuğun yüksek yararı ve insan hakları bakımından zarar verici uygulamalar olan erken yaşta evlilikler günümüzde dünyada ve Türkiye'de toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle özellikle kız çocuklarını etkileyen bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Göç, erken evlilikler açısından çeşitli riskler barındıran bir süreçtir. Erken yaşta evlilikler, Türkiye'nin iç ve dış göç deneyimlerinde karşı karşıya kaldığı bir sorun alanıdır. Türkiye'de erken yaşta evlilikler, son dönemde geçici koruma altında yaşayan Suriyelilerle gündeme gelmiştir. Suriyeli çocuklar göç öncesi güvensiz savaş ortamında, göç yolculukları sırasında ve göç sonrasında göç ettikleri ülkelerde erken yaşta evlendirilebilmektedirler. Göç sürecinde erken yaşta evlilikler; çocukların güvenlik, sağlık ve eğitim gibi temel haklarını tehdit etmektedir. Bu çalışmada, erken yaşta evlilik olgusu Türkiye'ye göç eden geçici koruma kapsamındaki Suriyeliler özelinde toplumsal cinsiyet perspektifi ile değerlendirilmiştir.

Post-partum Dönemdeki Kadınlarda Sosyo-Ekonomik Durumun Depresyonla Olan İlişkisi

“…Suriyeli aileler ekonomik yüklerini azaltmak, çocuklarının 'başını sokacak bir evinin olması', çocuklarının namus ile ilgili sorun yaşamaması gibi nedenlerle kız çocuklarını erken yaşta ana akım toplumda yer alan kişilerle evlendirebilmektedirler (Şenol ve Dinç, 2016). Ayrıca; yerel toplumla yakın sosyal ilişkiler geliştirme isteği ve erken yaşta evliliklerin Suriye'de normal kabul edilmesi bu evliliklerin nedeni olabilir (Gül, 2022).…”

“…Yukarıda Eskişehir'de çocuk evliliklerinin varlığı ile ilgili araştırmada aşağıda Suriyeli mültecilerin çocuk evliliklerinin göç ettikleri çocuk evliliklerinden daha az olduğu verisi de yok sayılır: Suriye'nin ataerkil toplum yapısı, dini nikâh uygulaması, evlenme yaşının kız çocuklarında 13 olması; savaş ve göç sürecinin getirdiği zorluklar ile birleştiğinde erken yaşta evlilikler açısından riskli bir tablo ortaya çıkmaktadır. Buna ek olarak…sınır illerde 2015 yılından 2019 yılına gelindiğinde kadınlarda ve erkeklerde ilk evlenme yaşı artmış olsa da hem 2015 hem 2019 yıllarında kadınlarda ilk evlenme yaşı Türkiye ortalamasının altındadır (Gül, 2022) Sadece akademik yazında değil STK raporlarında da çocuk evliliklerini kültüre atfetme yaygındır. Örneğin KADEM Erken Yaşta Evlenenler Çalıştay Raporu'nun Giriş bölümünde, çocuk evliliklerinin öncelikle Doğu ve Güney Doğu bölgelerinde yüksek olduğunun altı çizilir ve bölgesel risk haritalarının çıkarılması önerilir: Ülkemizde özellikle Doğu ve Güney Doğu bölgelerinde evlilik yaşı cinsiyet gözetmeksizin 12'ye kadar düşmektedir.…”

Parti İçi Muhalefet Agonistik Demokrasi Örneği Midir?

“…17 Başka bir deyişle, artgönderimsel olmayan kullanımda bu, bir çeşit metinsel gösterim ifadesi (text deixis) gibi işlev görmektedir. 18 Bu nedenle, ( 15)'teki gibi, araya başka olgu ve durumları içeren tümceler girmesi durumunda dahi gönderim işlevi sorunsuzca yerine getirebilmektedir.…”

“…Evlilik türleri, bir toplumun kültürel yapısı hakkında bilgi edinmemize yardımcı olur. Evlilik, aile kurumunun temelini oluşturur ve sosyal hizmet, sosyoloji, psikoloji, antropoloji gibi sosyal bilimlerin uygulama ve hizmet alanına dahil edilir [18,19] Erken yaşta evlilikler, bireylerin evlilik kararını özgür iradeleriyle seçebilme hakkını kısıtlayan bir durumdur. Bu tür evlilikler, çocukluk döneminde gerçekleştiği için özellikle kız çocuklarına yönelik cinsel istismarın en yaygın şekli olarak kabul edilmeli ve insan hakları ihlallerinin bir örneği olarak değerlendirilmelidir [20] Afganistan, 202 ülkenin yer aldığı (42 ülke veri paylaşmamıştır) çocuk evlilikleri oranları raporuna göre, %14,7 oranıyla 87. sırada yer almaktadır.…”

“…Dolayısıyla Kant'ın ifadesiyle tüm zamanın bende olması ile benim zamanda sayısal olarak özdeş olmam aynı anlama gelir. 18 Melnick'e göre de zamanın kesintisiz bir dilimine dair bilincim bir anlamda "uzatılmış benlik" olarak adlandırılabilir. Bu nedenle bu zamanın her bir noktasında geriye doğru baktığımda bu zamanın her bir anında kendimi var olarak düşünürüm.…”