Günümüz dinamik ve karmaşık iş dünyasında, zorlu rekabet koşulları, stres, belirsizlikler, kriz dönemleri gibi zorlukların hem kurumlara hem de çalışanlara zararlı olmaktadır. Çeşitli zorluklar sebebi ile çalışanlar mutsuz olmakta ve işlerinden ayrılmaktadır. Çalışan yıpranması, kişinin kendisini işe karşı isteksiz ve mutsuz hissetmesi, kişinin işe yönelik motivasyonunun kırılmasına işaret etmektedir. Kurumlarda çalışan yıpranması genellikle gönüllü ve gönülsüz yıpranma şeklinde görülmektedir. Gönüllü yıpranma çalışanın isteğine bağlı olarak gerçekleşir iken; gönülsüz yıpranma işverenin isteği doğrultusunda gerçekleşmektedir. Kurumlar için endişe ve sorun yaratmaktadır. Çalışan yıpranması bireylere zarar vermesinin yanı sıra, kurumlara ve müşterilere de zarar vermektedir. Monoton işler, işin doğasının stresli olması, uzun çalışma saatleri, aşırı iş yükü çalışan yıpranmasına neden olmaktadır. Verimliliğin, üretkenliğin düşmesi, hizmet kalitesinin azalması, kuruma eğitim maliyetleri, finansal kayıplar, müşteri kayıpları ile sonuçlanmaktadır. Çalışan yıpranmasını tahmin etmek bu durumu en aza indirmenin yollarından biridir. Bu noktada, kurumlar çalışan yıpranmasını ciddi bir sorun olarak düşünmeli ve ona göre stratejiler belirlemelidir. Bu çalışmada, yerli yazında sayıca çok az çalışılan "çalışan yıpranması" kavramı detaylı olarak ele alınmış ve konuya ilişkin öneriler sunulmuştur.