Dini ve toplumsal hayat içinde kutsalla kurulan ilişki sonucunda ortaya çıkan en önemli uygulamaların başında ritüeller gelmektedir. Bereket ayinleri, felaketlerden korunma, hastalık, kuraklık ve kıtlıktan kurtulma pratikleri, yağmur yağdırma ritüelleri bu türden uygulamalara en güzel örneklerdir. Türkler, benimsemiş olduğu dinler ve kabul ettiği inançlar doğrultusunda bu yönde sayısız mistik işleme başvurmuşlardır. İslami terminolojide bu türden pratikler "rukye" ifadesiyle karşılanmıştır. "Rukye" olarak adlandırılan ve çeşitli işlemlerle iyi etme, olumsuz şey veya durumdan kurtulma yahut muhafaza altına alma uygulamaları asırlardır başvurulan yöntemlerin başında gelmektedir. Bu uygulamalar içinde yeni yıla giriş törenleri ve bu törenlerde icra edilen ritüeller önemli bir yer işgal etmektedir. Erzurum'da yaklaşık beş asırdır devam eden ve birçok dini inanış şekillerinin yanı sıra farklı gelenek, görenek ve pratiği içinde barındıran, kültürel bir miras olarak nesilden nesile aktarılan 1001 Hatim hakkında toplumsal hafızada yer alan tüm bilgi birikiminin kayıt altına alınması, bu ritüelin tanımlanması, ortaya çıkan folklor öğelerinin bilimsel düzlemde değerlendirilmesi; uygulanan pratiklerin altında yatan dini, kültürel, tarihsel ve toplumsal nedenlerin belirlenmesi çalışmanın temel gayesini oluşturmaktadır. Çalışmada, Erzurum'da her yeni yıla girişte icra edilen bu ritüelin, kimler tarafından ortaya çıkarıldığı, ritüelin hangi amaçlar doğrultusunda ve ne şekillerde tatbik edildiği, geleneğin bugünkü durumunun ve ritüele verilen ismin altında yatan sebeplerin ne olduğu, bu ritüele toplumsal yaklaşımın nasıl olduğu, dini ve toplumsal açıdan bu ritüele atfedilen önemin ne şekilde olduğu gibi sorulara cevap aranmıştır. Bu bağlamda çalışmada kullanılan temel yöntemler hem tarihi belgeler ışığında konu ile ilgili bilgileri ortaya koyma; hem de geleneğin icrasını gerçekleştirenler yahut bizzat bu geleneğe katılanlarla sahada görüşme yöntemi kullanılarak derleme yapılması ile bilgi birikiminin kayıt altına alınması üzerine kuruludur. Araştırma, asırlardır devam eden ve kültürel bir hazine olarak addedilen bu geleneğin tüm yönleriyle akademik ve bilimsel bir platformda ele alınması, tanıtılması ve bu sayede Türk kültür mirası envanterine dahlinin sağlanması açısından önem arz etmektedir.