Öz: Türkiye'de Cumhuriyet'in ilk yıllarında demiryolunun yolcu taşımacılığındaki payı % 42, yük taşımacılığında payı %68 iken, yapılan karayolu ağırlıklı yatırımlar sebebiyle 2003 yılında demiryolunun yolcu taşımacılığında payı %2,7'ye, yük taşımacılığında payı %5,1'e düşmüştür. 2003 yılından itibaren yüksek hızlı tren (YHT) projeleriyle demiryolu için yeni dönem başlamış ve 1213 km YHT hattı tamamlanmıştır. YHT hatlarının uzun sürede tamamlanması, bütün güzergâhlarda uygulanabilir olmaması, maliyetlerinin yüksek olması ve 2019 yılına gelindiğinde Türkiye'de demiryolunun yolcu ve yük taşımacılığındaki payının azalması, TCDD tarafından hazırlanan 2019-2023 stratejik planında konvansiyonel hatların hizmetlerinin geliştirilmesinin hedeflenmesi, dünya üzerinde birçok örneği olan yatar gövdeli demiryolu araç teknolojisinin Türkiye'de uygulanabilirliğini akla getirmiştir. Sahip olduğu eğilme teknolojisi sayesinde yatay kurplarda 8°'ye kadar eğilebilmesiyle %20-25 daha hızlı hizmet veren yatar gövdeli demiryolu araç teknolojisi birçok ülkede uzun yıllardır kullanılmaktadır. Yüksek maliyetli altyapı ve üstyapı değişikliği gerektirmeden sadece hat üzerinde bazı iyileştirmelerle bu teknoloji kullanılabilir. Bu teknoloji Türkiye'de konvansiyonel hatlara düşük yatırım maliyetleriyle kısa sürede uygulanabilir. Yapılan hesaplamalara göre Türkiye'de uygulanması durumunda demiryolunun yolcu taşımacılığındaki hedeflerine katkıda bulunabileceği ve ulusal ekonomiye ciddi faydalar sağlayabileceği düşünülmektedir.