Teknolojik ilerlemeler, iş yaşamı ve kentleşme sonucu azalan fiziksel aktivite insan sağlığı üzerinde olumsuz rol oynamakta, düzenli olarak yapılan fiziksel aktivite (FA) ise; obezite, kardio-vasküler hastalıklar, Tip 2 diyabet ve kanser gibi hastalıklar ile meydana gelen mortalite riskini azaltarak, yaşam kalitesinde artış sağlamaktadır. 2012 yılı Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization-WHO) verilerine göre ülkemizde hastalıklara bağlı ölüm oranları kardiovasküler hastalıklarda %48, kanserde %21, Tip 2 diyabette %3.5 olarak belirlenmiş olup, düzenli FA ve hareketli yaşam ile önlenebilecek hastalık yüzdeleri koroner kalp hastalıklarında %9.3, meme kanserinde %16.3, kolon kanserinde %16.6, Tip 2 diyabette %11.5 olarak öngörülmektedir. Bununla birlikte uzun süreli yapılan çalışmalarda düzenli FA'nın kan basıncını düşürdüğü, insülin duyarlılığını artırdığı, kan lipid profilinde iyileşmeye neden olduğu, depresyon ve anksiyeteyi de azalttığı belirtilmektedir. Bu göstergeler ışığında Amerikan Spor Hekimliği Koleji (American College of Sports Medicine-ACSM) ve Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi (Centres for Disease Control and Prevention-CDC) gibi kuruluşlar egzersizlerin tipi, şiddeti, süresi ve sıklığı göz önüne alınarak bireye özel, aerobik kapasiteyi geliştiren, kas kuvveti ve esnekliği artıran egzersiz reçetelerinin hazırlanması ve bunların düzenli olarak yapılması gerektiğini belirtmektedir. Halk sağlığı programlarında aerobik egzersizlerin genellikle büyük kas gruplarına yönelik ritmik ve dinamik özellikte, maksimal kalp atım hızının %50-80 aralığında, haftada 3-7 gün, ortalama 20-60 dakika/gün süreli yapılması önerilirken; kuvvet egzersizlerinin ise 1 tekrarlı maksimalin %60-80'i ile haftada 2-3 gün, 8-10 hareket çeşidi, 2-3 set ve 8-12 tekrarlı olarak yapılması tavsiye edilmektedir.