Yirmi birinci yüzyıl toplum duyarlılığının ve ihtiyaçlarının giderek değiştiği bir dönemdir. Dolayısıyla turizm sektöründe günden güne çeşitli talepler ve eğilimlerin meydana gelmesi söz konusudur. Günümüzde turizm sektöründe ön plana çıkan eğilimlerden birini bireylerin hayatını zenginleştiren doğa, kültür ve toplumla bağını güçlendiren, sürdürülebilirlik ilkeleri ile uyumlu, kırsal alanlarla doğrudan bağlantılı ekolojik turizm faaliyetleri oluşturmaktadır. Bu bağlamda dünyanın birçok yerinde gün geçtikçe yaygınlaşmaya başlayan ve arıcılıkla doğrudan bağlantılı olan arı turizmi, doğa temelli bir turizm olarak karşımıza çıkmakta ve yerel kaynakların turistik çekicilik unsuru olarak pazarlanmasında etken olduğu için rekabet edebilirlikte ülkelere ve özellikle de kırsal alanlara avantaj sağlamaktadır. Günümüzde arı turizmi modern dünyada en popüler ve en hızlı büyüyen turizm türlerinden birisidir. Bu turizm faaliyetinde turistler arı ve arıcılık ürünlerinin imalatına doğrudan katılım sağlayabilmekte; bal üretimi, tadımı ve sağımını şahsen gerçekleştirebilmektedir. Dünya ve Türkiye’de gelişmiş ve gelişmekte olan arıcılık faaliyeti tarım, turizm ve sağlık sektörü gibi birçok sektör üzerinde doğrudan ve dolaylı olarak katma değer yaratmaktadır. Dolayısıyla arı turizmi kırsal alanların kalkınmasında ve rekabet edebilirliğinde önemli bir faaliyet olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış olup birincil verilere dayalı doküman analizi ve kaynak taraması yapılmıştır. Çalışmada kaynak taramasına bağlı olarak, dünyada arı turizminde başarılı olan turizm destinasyonlarına değinilmiş, Türkiye’nin arı turizmi alanında bu destinasyonlar ile rekabet edebilirliği tartışılmış ve başarı için gerekli öneriler sunulmuştur. Bu kapsamda bu çalışmanın uygulamaya katkı sağlaması amaçlanmaktadır. Ülkemizde arıcılık faaliyetinin turizm kapsamında gerçekleştirilmesi ile turistlerin arıcılık faaliyetinin bir parçası haline gelmesinin sağlanması turizm faaliyetinde özel bir deneyim oluşturulmasına imkân verecektir. Dolayısıyla bu durum özellikle kırsal alanlarda turistik talebin daha dengeli bir hale gelmesini sağlayacak ve rekabet edebilirlikte avantaj elde edilmesine imkân verecektir.