Amaç –Literatürde girişimcilik ve işsizlik kavramlarını konu edinen SSCI düzeyinde eserleri belirleyerek, Türkiye adresli yayınların sayı ve etkinliği üzerinde değerlendirme yapmak, yine alan yazındaki boşlukları tespit ederek, yeni çalışmalara önerilerde bulunmaktır.Yöntem –Araştırmada kullanılan yöntem, bibliyometrik analiz yöntemidir. Bu çalışma kapsamında yapılan sorgulama ile elde edilen veriler, bibtex formatında WoS veri tabanından indirilerek, R 4.2.2 paket programı eklentisi olan biblimetrix ile incelenmiştir. Çalışma verileri Web of Science veri tabanından alınmıştır. Verilerin toplanması için “unemployment” and “entrepreneurship” kelimeleri aratılarak ortaya çıkan sonuçlar incelenmiştir. Web of Science veri tabanı üzerinden 1.645 çalışmaya ulaşılmıştır. Söz konusu çalışmalar içerisinden 2013 ile 2022 yılları arasında yayınlanmış, Social Sciences Citations Index (SSCI) indeksinde yayınlanan, İngilizce makaleler filtrelenerek veri seti oluşturulmuştur. Yapılan filtreleme işlemi sonrasında çalışma 429 makale ile sürdürülmüştür. Bulgular –Girişimcilik ve işsizlik temalı çalışmalar incelendiğinde yapılan çalışma sayısının en fazla 74 eserle 2021 yılında olduğu, çalışmalara yapılan atıf sayısının 21.809 düzeyinde olduğu görülmektedir. Kavramlara ilişkin yapılan yayınlar arasında Türkiye merkezli çalışmalar sınıflandırıldığında 1 adet bildiri (Kum ve Karacaoğlu, 2010), 2 adet yüksek lisans tezi (Balkaya, 2017; Sezer Akgün, 2019), 1 adet makale (Çetintaş vd., 2018) bulunduğu görülmüştür. Söz konusu bu durum, akademik anlamda kavramlara gösterilen ilginin eksikliğinin bir göstergesi olarak kabul edilebilir.Tartışma –Kavramlara ilişkin ülkemizde akademik ilginin son derece az olduğu, yapılan az sayıda eserin neredeyse hiç atıf almadığı görülmektedir. Uluslararası literatürde bu kadar yaygın bir konunun ülkemizde işlenmemesi ve araştırmacıların bu konulara ilgisizliğinin tespit edilmesi, yapılan çalışmanın önemini göstermektedir.
Girişimcilik günümüz dünyasında yenilikçi üretim anlayışı, ekonomik kalkınma, sosyal refah ve küresel rekabette var olabilmenin ön koşullarından birine dönüşen, üretimin ayrılmaz bir parçası olmuş iktisadi faaliyet olarak tanımlanmaktadır. Girişimcilerin bu nedenlerle duyumsadıkları sosyal güvenlik risklerinin, hükümetler tarafından düzenlenen yapıcı sosyal politikalar aracılığıyla minimize edilmesi girişimciliğin yaygınlaşmasına katkı sunmaktadır. Bu noktada yapılan bu çalışmanın amacı uluslararası alanyazında “sosyal politika ve girişimcilik” konulu çalışmaları incelemek ve bir öngörü sunmaktır. Elde edilen bulguları Türkiye alanyazınıyla karşılaştırmak ve konuya ilişkin mevcut durumu, alanyazın boşluklarını tespit ederek, yapılacak sonraki çalışmalara yol göstermektir. Çalışma verileri Web of Science veri tabanından alınmış, verilerin toplanması için “social policy” and “entrepreneurship” kelimeleri aratılarak ortaya çıkan sonuçlar incelenmiştir. Toplamda 223 makaleye ulaşılmış, araştırma bulguları bu 223 makaleden elde edilen verilerden oluşmuştur. Veriler “R” analiz programı ile anlamlandırılış, ortaya çıkan bulgular doğrultusunda Türkiye adresli yayınların küresel ortalamanın altında kaldığı, bu kavramların ulusal alanda daha fazla ilgi gördüğü, uluslararası yayınların ağırlığının “girişimcilik” üzerine olduğu belirlenmiştir. Türkiye eksenli çalışmaların ise “sosyal politika”lara daha fazla odaklandığı tespit edilmiştir. Elde edilen bu bulgunun nedeninin uluslararası arenada sosyal politika sorunlarının aşılmış olması, Türkiye’de ise henüz sosyal politika sorunlarının aşılamaması olduğu düşünülmektedir. Mevcut sosyal politika anlayışının teknolojik yenilik ve gelişimleri içine alacak şekilde genişletilmesi, dijital girişimciliği özendirici tedbirlerin alınması kalkınmada ve ihracat noktasında ülkemize büyük katkılar sağlayacaktır. Ayrıca girişimcilik açısından dezavantajlı grup olan kadınlara yönelik sosyal politika unsurlarının çeşitlendirilmesinin Türkiye’nin kalkınması için yararlı olacağı değerlendirilmektedir.
İş sözleşmesi, tarafları olan işçi ve işverene birtakım borçlar doğurmaktadır. İşverenin en önemli temel borcu ise ücret borcu olmaktadır. İşçi, iş görme edimini bizzat kendisi yapmak zorundadır. İşveren ise bu edime karşılık ücret ödemek yükümlülüğündedir. Ücret genellikle işçinin tek geçim kaynağı olup hayati bir öneme sahiptir. İş Hukukunun en önemli konusu olan ücret alacağı sadece işçiyi değil tüm topluma etki yapacak bir alacaktır. İşçinin ücret hakkının düzenlenmediği bir ortamda kendisi ve ailesinin zor duruma düşmesinin yanı sıra devlet üzerinde de ağır yükler oluşabilecektir. Bu kapsamda başta 4857 sayılı İş Kanunu olmak üzere İş Mevzuatımızda işçiyi koruyucu ve ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır. İşçinin ücretinin ödenmemesi durumunda, iş sözleşmesini haklı nedenle feshetme hakkı, ücretini faiziyle talep etme hakkı ve de iş görmekten kaçınma hakları tanınmıştır. Bununla birlikte ücretin haciz, takas ve kesinti yapılmasına ilişkin sınırlamalar, ücret garanti fonu gibi düzenlemeler de ücret alacağının korunması kapsamında son derece önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı, iş sözleşmesinin güçlü tarafı olan işveren karşısında, geçim kaynağı ücret olan işçinin muhtemel ücret uyuşmazlıklarındaki koruyucu önlemlerin hukuki boyutunun önemli noktalarını ortaya koymaktır. Çalışmada İş Mevzuatındaki ücret korumalarının karşılığı incelenmiştir.
İş sözleşmesinin tarafları olan işçi ve işverenin istedikleri şekilde, sözleşme serbestisi prensibi çerçevesinde, sözleşme yapma özgürlüğüne sahip olmaları, Anayasa ve Kanunlarla güvence altına alınmıştır. Taraflar sözleşmenin türü ve içeriğini kendi iradeleriyle belirleyebilmektedirler. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 9. maddesinde bu hak düzenlenmiş olup, kanundaki hükümlere aykırılık içermemesi şartıyla, taraflar ihtiyaçlarına ve isteklerine göre iş sözleşmelerini düzenleyebilmektedirler. İşçi menfaatleri bakımından önem arz eden; iş güvencesi hükümleri ile kıdem ve ihbar tazminatı alacakları, belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalışan işçilere kıyaslandığında, daha zayıf korumaları içeren belirli süreli iş sözleşmesiyle çalışan işçilerin, 4857 sayılı İş Kanunu ve 6098 sayılı Borçlar Kanunu çerçevesinde haklarını bilmeleri son derece önem arz etmektedir. Aksi takdirde çalışma hayatında işverenler tarafından haksızlıklar ve hakkın kötüye kullanılması durumlarıyla karşı karşıya kalabilmektedirler. Çalışmada belirli süreli iş sözleşmesinin ne olduğu, sözleşme yapabilmenin sınırları, sözleşmenin sonuçlarının işçilik menfaatleri açısından değerlendirilmesi hususlarında bilgiler yer almaktadır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.