Mekânın iletişimsel dili kentin anlatısını oluşturan işaret ve sembollerle doludur. Arkasında pek çok anlamı barındıran ve bize mesajlar ileten bu mekânsal çevre bizim deneyimlerimiz, davranışlarımız, bilişsel algımız ve hafızamızla birlikte sosyal ve kültürel bir anlatıya dönüşür. Kentin anlatısı, mimari mekânın yalnızca işlevsel, sosyal ve kültürel ilişkileri ile değil aynı zamanda ideolojik mesajlarla şekillenir. İktidar; mimarlık ve kenti ideolojileri doğrultusunda kullanırken biçim, malzeme, konum, mekânsal hiyerarşi, anıtsallık gibi somut tasarım araçlarına müdahale etmektedir. Ancak buna ek olarak siyasi otorite, mekânın tanımlanması ve adlandırılmasında kullandığı terminoloji ile (bazen fiziksel müdahaleye bile gerek kalmadan) mekânı ve mekânsal pratikleri “dilde” dolayısıyla bellekte yeniden biçimlendirmektedir. Bu çalışma kentin anlatısının mekânsal imgelemlerle (yeniden) anlamlandırılması üstüne deneysel bir araştırmadır. Bu kapsamda; yer isimlendirme örnekleri anma/hatırlatma nitelikli kullanılan ön isimlerin (belirten) çağrışımları ve mekân türünü/tipolojisini tanımlayan terimlerin anlam yükleri üzerinden iki durum ile ele alınmış ve Türkiye’de siyasi bir pratik olarak yer isimlendirmelerinin güncel örnekleri incelenmiştir.