“…Nitekim cinsiyete dayalı kalıp yargıların etkisiyle kadınların genellikle Fen Bilimleri, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik (FeTeMM) alanlarındaki meslekleri eleyerek, maddi getirisi ve toplumsal prestiji görece daha düşük mesleklere yöneldiği görülmektedir (Betz, 2008;Blau ve Khan, 2017;Bobbitt-Zeher, 2011;Eccles, 2005Eccles, , 2009Sharf, 2009;Wang, 2012;Watt, 2004;Watt ve ark., 2012). Bu durum iş dünyasında cinsiyet eşitsizliğine yol açmakta ve kadınların maaş ve çalışma koşullarında dikkate değer dezavantajlara sebep olur (Cudeville ve Gurbuzar, 2010;Kara, 2006;Parlaktuna, 2010;Koyun ve ark., 2013 Bireyin kariyer gelişiminin cinsiyete özgü faktörler barındıran ve yaşam boyu devam eden bir süreç olduğuna dikkat çeken kariyer gelişimi teorileri, kadınların iş dünyasında karşılaştıkları dezavantajların ortadan kaldırılabilmesi için onların cinsiyetleriyle ilişkili olarak karşılaştıkları sorun ve ihtiyaçların göz önünde bulundurulmasının önemine dikkat çekmektedir (Niles ve Harris-Bolwsbey, 2013;Yeşilyaprak, 2011). Örneğin, Sosyal Bilişsel Kariyer Teorisi'ne göre (Lent, Brown ve Hackett, 2002), kültür ve cinsiyet rolü sosyalizasyonu gibi yapısal değişkenler, bireylerin öğrenme deneyimleri ve kariyer öz-yeterlilikleri üzerinde etkili olmak suretiyle onların kariyer ilgilerini ve kariyer hedeflerini etkilemektedir.…”