Günümüzde beşeri sermaye ve insan kaynaklarının stratejik yönetimi kavramları, felsefe ve teknik açıdan örgütlerde oldukça yaygındır. “Beşeri sermaye” kavramı, sürdürülebilir bir rekabet avantajı olması ve çalışanların verimliliğini artırması nedeniyle bir örgütün varlıklarını geliştirmede kilit bir unsur olarak kabul edilmektedir. Bazı organizasyon teorisyenleri, bireysel insan kaynaklarını geliştirerek şirketler arasında faydalı rekabetler yaratma yeteneğini kanıtlamak için insan sermayesi teorisinin kurallarını uygular.İnsan kaynaklarının araştırılması, değerlendirilmesi ve kontrol edilmesi, organizasyonun diğer kaynaklarından daha zordur, çünkü bilgiye dayalı ekonomide en nadide ve en karmaşık kaynaklar insan kaynaklarıdır.Çoğu yönetici stratejilerini, teknoloji, fiziksel ve finansal kaynakların kullanımı gibi organizasyonun somut ve bariz faktörlerine odaklamaktadır. Küresel ekonominin günümüz özelliklerinden dolayı ortaya çıkan küreselleşme gibi olgular teknolojinin gelişmesi ve üretimde modern teknolojilerin kullanılması, yeni ve çeşitli ürünler, bu durumun tek başına kuruluşlara rekabet avantajı sağlayamayacağını göstermektedir. Bu nedenle, organizasyonlar rekabet avantajı elde etmek ve hayatta kalmalarını iyileştirmek için insan ve entelektüel sermaye gibi diğer faktörlere odaklanmalıdır.Bu çalışmada, gelişen ve değişen dünyada yeni yaklaşımlar çerçevesinde sağlık yönetimi ve beşeri sermaye ilişkisi ele alınmaktadır.Birinci bölümde beşeri sermayenin tarihçesi, tanımı ve kapsamı, özellikleri, beşeri sermaye ve ekonomik büyüme ilişkisi ile beşeri sermayenin arttırılmasına yönelik politika önerileri yer almaktadır.İkinci bölümde sağlık yönetimi ve beşeri sermaye ilişkisi ele alınarak, sağlık hizmetleri, sağlık yönetimi, sağlık yöneticisinin özellikleri, sağlık yönetiminde işgücünün ve ulusal politikaların önemi konuları ele alınmaktadır.