Şâtıbî hicri sekizinci yüzyılda vefat etmesinin ardından uzun bir süre unutulmuş, vefatından yaklaşık beş asır sonra ise kendisi ve özellikle Muvâfakât adlı eseri birçok atıf alarak eserlerde yeniden hayat bulmuştur. Onun popülerlik kazandığı zamanlarda sıklıkla iki iddia dile getirilmiştir: ‘Şâtıbî’nin Muvâfakât’ı ile yeni bir fıkıh usulü eseri telif ettiği’ ve ‘ortaya koyduğu bu yeni usul ile makâsıt / gaye merkezli düşüncenin önemli ve kurucu temsilcilerinden birini teşkil ediyor olması’. Şâtıbî’yi ve Muvâfakât’ı konu alan neredeyse her eserde bir vakıa olarak tekrarlanan ilk iddia makale konumuzu oluşturmaktadır. Bu bağlamda öncelikle Muvâfakât’ın mukaddimelerinden hareketle Şâtıbî’nin fıkıh usulü anlayışı ele alınmış, ardından buradan elde edilen verilerle Muvâfakât yeniden değerlendirilerek, Muvâfakât ile fıkıh usulü ilişkisi incelenmeye çalışılmıştır.