Ekonomik büyüme, bölgesel kalkınma ve gelir dağılımında adaleti sağlamak gibi ekonomik veya sosyal amaçları gerçekleştirmek için bir maliye politikası aracı olarak vergi muafiyet, istisna, indirim gibi uygulamalarla devletin vergi gelirinden vazgeçmesine mali literatürde vergi harcaması denilmektedir. Vergi harcamaları, amaçları dışında kullanıldığında veya belirlenen sınırı aştığında hem vergi gelirlerinde bir kayba hem de vergilemede adalet ilkesinden sapmalara neden olmaktadır. Vergi harcamaları teorik ve uygulamalar açısından irdelendiğinde tüm vergi türlerinde yer almaktadırlar. Bu çalışmanın konusunu, vergi ödeme gücünün bir göstergesi olan servetin, karşılıksız el değiştirmesi üzerinden alınan veraset ve intikal vergisi oluşturmaktadır. Hem vergilemede ödeme gücü ilkesi gereği hem de verginin mali ve sosyal fonksiyonları açısından veraset ve intikal vergisi vergi sistemi içinde yer alması gerekmektedir. Buna rağmen bu verginin toplam vergi gelirleri içindeki payı sıfıra yakın seviyelerdedir. Bu vergiden toplanan gelirin bu kadar düşük olmasında vergi harcamalarının da payı bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türk veraset ve intikal vergisi kapsamında yer alan ve vergilemede adalet ilkesine aykırılık gösteren vergi harcamaları incelenerek, vergi harcamaları nedeniyle veraset ve intikal vergi gelirlerindeki erozyonu araştırmaktır.