Duyguları etkili ve etkin kullanabilme olarak betimlenen duygusal zekâ, son dönemlerde kaygıyla ilgili araştırmalara konu olmaktadır. Bu araştırmanın amacı duygusal zekânın konuşma kaygısının anlamlı bir yordayıcısı olup olmadığını belirlemektir. Bu genel amaç doğrultusunda, cinsiyet, okul öncesi eğitim alma durumu, sınıf düzeyi, anne öğrenim düzeyi, baba öğrenim düzeyi, aylık gelir düzeyi, günlük TV izleme süresi, arkadaşlarla oyun oynama süresi değişkenlerinin duygusal zekâ ile konuşma kaygısı arasındaki yordayıcılık ilişkisine ne düzeyde katkı verdiği belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma, nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel/korelasyonel model ile gerçekleştirilmiştir. Veriler, küme örnekleme yöntemiyle belirlenmiş, Bitlis il merkezinde devlet okullarında öğrenim gören 622 ortaokul öğrencisinden toplanmıştır. Verilerin toplanması için Bar-On Duygusal Zekâ Ölçeği Çocuk ve Ergen Formu, Konuşma Kaygısı Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde basit regresyon analizleri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda duygusal zekânın konuşma kaygısının anlamlı bir yordayıcısı olduğu, diğer değişkenlerin de yordayıcılık ilişkisine anlamlı şekilde katkı sunduğu tespit edilmiştir. Duygusal zekânın konuşma kaygısının dengelenmesine, yönetilebilmesine katkı sunduğu söylenebilir.