Şehirler, içinde barındırdıkları ile toplumun varlık bütünlüğünü ve değerler dünyasının yansıma biçimini ortaya koyan mekânsal bir kimlik alanıdır. Anadolu’nun serhat şehirlerinden biri olan ve Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi esnasında onlara Anadolu’nun kapılarının açıldığı yer olan Kars da benzer şekilde tarihî dönemlerden beri birçok toplumun varlık alanı olmuştur. Milat öncesi zamanlardan itibaren bir yerleşim yeri olarak kullanılan ve günümüzde ise mazisinden ve konumu itibariyle bu tarihin anlamını derinleştiren coğrafyasından güç alarak önemli imgeleri üzerinde toplamış olan Kars, Türk Edebiyatında müstakil olarak konu edinilen bir şehirdir. Bu işleniş biçimleri, yer yer farklılık gösterse de en temelde mekânsal bağlamda doğanın estetize edilmiş bir sunumunu ortaya koyar. Halk şiirleri ve hikâyeleri, roman, öykü gibi edebî türlerde birçok kez mekân olarak kullanılmış olan serhat şehri Kars, bu çalışmada çağdaş Türk şiirindeki işleniş biçimleri çerçevesinde değerlendirilmiş ve söz konusu şiirler, Kars’ın tarihi ve coğrafi yapısı düzleminde özne-varlık-mekân bağlamında analiz edilmiştir. İnceleme üç başlık altında Kars ile ilgili şiirlerin incelenmesi doğrultusunda metin merkezli olarak yapılmıştır. Kars temalı şiirlerde genel olarak kar ve kış mevsimi, yolculuk ve uzaklık gibi temalara rastlanmış, bu şiirlerin metaforik ve mitolojik bir söylem ile yapılandırıldığı gözlemlenmiş, kentten kırsala bakış, geleneksel şehir yapısı, varlık mekân ilişkisi, şiir-belge, yerel edebiyat, doğa, insan gibi kavramlar öne çıkmıştır.