“…Başka bir anlatımla öğretmenlerin mevcut mesleki çalışmaları, içerik, planlama ve uygulama aşamasında fikirlerinin alınmaması nedeniyle kendini sürekli tekrar ederek adeta bir cezalandırma aracına dönüşen; gerçeklikten kopuk olması nedeniyle de işlevsel amaçları ve sonuçları olmayan ama oynayarak zaman kaybettikleri mizansenler olarak görme eğiliminde oldukları söylenebilir. Bu bağlamda elde edilen sonuçlar daha önceki araştırmalarda elde edilen, eğitim verecek kişilerin uzman olmadığı, uygulamanın gayri ciddi olduğu ve uygulanan programın ihtiyacı karşılamadığı (Gülmez, 2004;Özen, 2006;Saka, 2005;Tok & Tok, 2009); hizmet içi eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesinde öğretmen görüşlerine yer verilmediği ve planlamanın eksik olduğu (Aslan, 2015;Büyükcan, 2008;Demirkol, 2004;Direk, 2012;Özen, 2006;Saka, 2005;Sıcak & Parmaksız, 2016); eğitim faaliyetlerinde kullanılan materyallerin eksik, çalışma ortamının elverişsiz, fiziki ve teknolojik olanakların yetersiz olduğu (Aslan, 2015;Büyükcan, 2008;Özen, 2006); eğitim faaliyetlerinin öğretmenlerin ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenmediği, ayrıca biçim ve içerik yönünden yetersiz olduğu (Gökyer, 2012;Özsavcı, 2015;Sıcak & Parmaksız, 2016); eğitim çalışmalarının öğretmenlerin mesleki gelişimine katkısının teorik düzeyde olduğu ve uygulamanın eksik olduğu (Aslan, 2015;Sıcak & Parmaksız, 2016); eğitim faaliyetlerinin değerlendirme sürecinin yetersiz olduğu (Saka, 2005;Sıcak & Parmaksız, 2016); eğitim sürecinde işbirliği ve motivasyonun sağlanmadığı (Büyükcan, 2008) bulguları ile paralellik göstermektedir. Gerek önceki araştırmaların bulguları gerekse bu araştırmanın sonuçları birlikte düşünüldüğünde mevcut hali ile mesleki çalışmalardan umulan faydaların elde edilmesinin ne denli güç olduğu görülebilir.…”