ÖzÇeviribilim araştırmaları genellikle çevirmenlerin toplum içindeki görünmez, sessiz, ikincil konumuna dikkat çekmiştir. Ancak son dönemlerde farklı ülkelerde yapılan araştırmalar çevirmenlerin statülerini geliştirmek ve itibarlarını arttırmak için çalışmalarda bulunduğunu göstermiştir. Söz konusu araştırmalar ışığında, hemen her meslek grubunun üyeleri gibi Türkiye'deki çevirmenlerin de toplumdaki statülerini yükseltmek istediğini kabul edebiliriz. Bu çalışma Türkiye'deki edebiyat çevirmenlerinin, meslekleri ve faaliyetleri hakkında konuşarak, toplumda hakim olan olumsuz imaja karşı mücadele ettiğini göstermektedir. Çalışma 1980'lerden günümüze kadar edebiyat çevirmenlerinin söylemlerini çözümleyerek alandaki statülerini geliştirmek ve saygınlıklarını arttırmak için giriştikleri "kimlik müzakerelerine" ışık tutmaktadır. Çözümlemenin sonunda çevirmenlerin alanda simgesel sermayelerini arttırmak için a) ulusal dilin biçimlendiricisi ve koruyucusu, b) kültür girişimcisi ve yenilik taşıyıcısı, c) kendine has sanatçı gibi kimlikler inşa ederek kendilerini anonim meslektaşlarından ayırt ettiği anlaşılmıştır.Anahtar Kelimeler: Çevirmen, Kimlik Müzakeresi, Ortak Kimlik, Sermaye.
AbstractResearch on translation studies has generally drawn attention to the invisible, silent and secondary status of translators in the society. However, the recent studies conducted in the different countries have revealed that translators endeavour to develop their status and improve their prestige. In the light of these studies, it is possible to claim that similar to the members of almost any occupational group, the translators in Turkey as well intend to increase their status in the society. This study displays that the literary translators in Turkey struggle against the negative image predominant in the society by talking about their profession and practices. Analyzing the discourse of the literary translators from 1980s up till today, this study casts light upon their "identity negotiations" so as to increase their status and improve their prestige. On the basis of the analysis, this study argues that the literary translators distinguish themselves from their anonymous colleagues to increase their symbolic capital by constructing identities as a) shaper and protector of the national language, b) cultural initiator and trendsetter, and c) artist on his/her own right.