Bu çalışma İzmir anakent örneğinde kentsel dönüşüm projelerinin ve uygulama süreçlerinin cemevleri üzerine olan etkisine odaklanmaktadır. Çalışmanın temel neoliberal kentleşmenin cemevlerinin üretimini ve inşasını zorlaştırdığı yönündedir. Çalışma, cemevlerinin kuruluş öyküsüne odaklanmakta; geçmiş dönem ile güncel kentleşme dinamiklerinin cemevinin üretimi açısından gösterdiği farklılaşmaya dikkat çekmektedir. Ayrıca Aleviliğin kamusal görünürlüğünün sembolik ve simgesel yeni mekânları olarak cemevlerinin ortaya çıkış nedenleri tarihsel bağlamıyla ele alınmakta ve temsil mekânı olarak değişen anlamına dikkat çekilmektedir. Çalışmanın saha bulguları 2000 yılı öncesinde göç ve hızlı kentleşmenin beraberinde getirdiği enformel dayanışma ilişkilerinin cemevi için gerekli maddi ve sosyal kaynakları mümkün kıldığını ancak yeni kentleşme modeli ile beraber bu maddi ve sosyal kaynakların işlevsiz kaldığını göstermektedir. Kent toprağının metalaşmasıyla artan piyasa baskısı, kentsel dönüşüm projelerinin çoğunlukla merkezi hükümet kanallarıyla gerçekleştirilmesi ve muhafazakâr kent inşasına dönük güçlenen ulusal siyasetin varlığı gibi gelişmeler altında söz konusu bu maddi ve sosyal sermaye kaynaklarının işlevsiz kaldığını, cemevlerinin üretiminin zorlaştığını ortaya koymaktadır.