5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251 ve 252. maddelerinde
basit yargılama usulü isimlendirmesiyle özel bir muhakeme usulü
kabul edilmiştir. Bu usulün uygulanabilmesi için gerekli objektif
şartlardan birisi, yargılama konusu suçun adli para cezası ve/veya üst
sınırı iki yıl ya da daha az süreli hapis cezası ile cezalandırılmasıdır.
Cezaya dair bu sınırın tespitinde suçun nitelikli hallerine dair artırım
veya indirimlerin dikkate alınıp alınmayacağı hususunda kanuni bir
düzenleme bulunmamaktadır. Mevzuatımızda CMK’nın 47/3, 75/5, 81/1,
100/4, 125/3, 150/3, 171/2, 196/2, 234/1-a-3, 239/1, 251/1, 253/1-c, 272/3-b,
286/2-d ve 286/2-g; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 71/2, 75/1; 5395
sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 19/2, 21 ve 5726 sayılı Tanık Koruma
Kanunu’nun 3/1-a, b maddeleri açısından da benzer bir durum söz
konusudur. TCK’nın 15, 66/3 ve 5235 sayılı Kanun’un 14. maddesinde
ise nitelikli hallerin dikkate alınıp alınmayacağı düzenlenmiştir.
Basit yargılama usulü açısından sorunun çözümüne dair öğreti ve
yargı kararlarında farklı fi kirler ileri sürülmüştür. Çalışmamızda, bu
farklı görüşler ile mevzuatımızdaki benzer düzenlemelerden bazıları
incelenmekte ve soruna dair çözüm önerisi sunulmaktadır.