Anadolu, özellikle Avrupalı gezginler tarafından 19. yüzyılda, “Küçük Asya” olarak isimlendirilmiş ve her daim gözde araştırma bölgesi olmuştur. Bu doğrultuda seyyahların Anadolu’nun tarihi-coğrafi özelliklerini belirlemek, antik kentleri keşfetmek ve botanik çeşitliliği belirlemek için seyahat ettiği anlaşılmaktadır. Seyyahlar tarafından gezilen yerlerden birisi de Bozkır ve çevresidir. Çalışmada seyahatname, tarih ve coğrafya türündeki eserlerin Bozkır ve çevresiyle ilgili bölümleri ele alınmıştır. Bunlar arasında Strabon, Ammianus Marcellinus, Stephanos Byzantinos, Şikârî, Kâtip Çelebi, William J. Hamilton, Charles Texier, John Davis, John R. S. Sterrett, Yağlıkçızâde Ahmed Rifat, Şemseddin Sami, William M. Ramsay ve Ali Cevad’ın eserleri yer almaktadır.
Konya’nın otuz bir ilçesinden biri olan Bozkır, Orta Torosların Batı Toroslardan ayrıldığı başlangıç noktasının kuzey eteğinde Çarşamba Suyu kenarında yer almaktadır. Bölgenin sırasıyla Luvi, Hitit, Frig, Lidya, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı egemenliklerinde kaldığı anlaşılmaktadır. Ele alınan konular arasında İsaura Antik Kenti ağırlık kazanmaktadır. İsaura (Zengibar Kalesi), güneyde Göksu vadisi, batıda Çarşamba vadisi ve kuzeyde Bozkır-Konya karayolunu kontrol eden jeopolitik bir konuma sahiptir. 19. yüzyıl seyahatnamelerinde İsaura Antik Kenti’ne yapılan gezilerin, Karaman ve Güneysınır üzerinden yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu anlatımlarda antik kentin topografyası, mimari parçaları ve yazıtları ele alınmıştır. Sırıstat ile ilgili olarak ise Çarşamba Çayı, köprüsü ve işletilen maden üzerinde durulmuştur. Müslüman coğrafyacıların 19. yüzyıldaki eserlerinde ise Bozkır’ın arazi yapısı, nüfusu, tarım ürünleri ve dini-sosyal içerikli yapıların sayısı gibi bilgiler bulunmaktadır.