The main objective of the study is to reveal the dichotomy of being a welfare state or being exploited by civilians on the basis of green card health insurance program shaped by True Path Party and Social Democratic Populist Party and commenced to be implemented in 1992 by 7 th Coalition of Demirel Government in Turkey for 30 years. The beginning of 1990s gave birth to a new law numbered 3816 for poor people, the wage of which is below one third of minimum wage income level in a household. This program was sustained by government itself as a mechanism for protecting poor and balancing income; in a way transferring revenue from higher social status to lower ones. It is actually too tough for a state to keep the balance to be social or welfare centered and to be abused. Therefore, the scheme of green card health insurance experienced the same destiny all over the course of the country and it converted into a program through which state could be exploited and which sustained those who were not in need of social care. At the end of 2010, the owner of green card exceeded the number of 10 million in Turkey. In the study, moving from the main parameters of welfare state ideology, the adventure of green card program in Turkey and its end with General Health Insurance (GHI) in 2012 have been demonstrated.
Keywords: Welfare State, Green Card, General Health Insurance
ÖzÇalışmanın amacı Türkiye'de DYP ve SHP tarafından şekillendirilen, 7. Demirel Hükümeti Koalisyonunca 1992 yılında uygulamaya başlanan ve 30 yıl boyunca uygulamada kalan yeşil kart özelinde refah devleti olmak ile sömürülmek arasındaki ikilemi açıklamaktır. 1990'lı yılların başları gelir seviyesi düşük, özellikle gelirleri kişi başına asgari ücretin üçte birinden az olanlar için yeni bir yasanın çıkışına zemin hazırlamıştır. Hükümet tarafından desteklenen program yoksulların, muhtaç durumda olanların korunması; gelir adaletinin sağlanması ve gelirin sosyal statüsü yüksek olanlardan düşük olanlara transfer edilmesi anlamında büyük bir öneme sahiptir. Bir devlet için sosyal devlet ya da refah devleti olmak ile sömürülmek arasındaki dengeyi korumak oldukça zordur. O nedenle, yeşil kart uygulaması da ülke genelinde aynı kaderi yaşamış, devletin sömürüldüğü, ihtiyacı olmayanların dahi bu sosyal yardım programından faydalandırıldığı bir programa dönüşmüştür. 2010 yılının sonu itibariyle Türkiye'de yeşil kartlı olanların sayısı 10 milyonu aşmıştır. Çalışmada refah devleti ideolojisinin temel parametrelerinden hareketle Türkiye'nin yeşil kart macerası ve 2012 yılında yapılan yasal düzenleme ile Genel Sağlık Sigortasına (GSS) geçiş ele alınmıştır.