Bu makale Millî Eğitim Bakanlığı'nın kapsayıcı eğitimi kavramsallaştırma ve temellendirme biçimine odaklanmaktadır. Bunu, MEB'in "Sınıfında Yabancı Uyruklu Öğrenci Bulunan Öğretmenler İçin El Kitabı"nın eleştirel bir okuması aracılığıyla yapmaktadır. MEB'in El Kitabı kapsayıcılığı bir yanda insan hakları gibi evrenselci kavramlarla, öte yanda ise fütüvvet, ahilik ahlakı gibi yerel-kültürel kavramlarla temellendirmektedir. MEB bir yanda öğrencilerin okula değil, okulların öğrencilerin kültürel ihtiyaçlarına uyarlanmasının gerekliliğini dile getirmekte, öte yanda ise kapsayıcılığın kültürel-ahlaki çerçevesini etno-dinsel (Türk-İslam) kimlikle sınırlarlandırmaktadır. Böylece MEB, mültecilerin benimsemesi gereken ideal bir merkez ve norm belirlemektedir. Norm ve sınırlar etno-dinsel olarak belirlendiğinde farklı kültürlere ve dillere okullarda alan açabilmek de zorlaşmaktadır. Bu norm doğrultusunda Milli Eğitim Sistemi'nin hala tek dil, tek din, tek millet söylemiyle şekillendiği düşünüldüğünde "kapsayıcı eğitim" ve "milli eğitim" bazen birbirine zıt kavramlar gibi durmaktadır. Makale, eğitime erişimi anlatan yapısal kapsayıcılığın yeterli olmadığını, öğrencilerin kimlik gelişimini ve aidiyet duygularını artıracak ilişkisel kapsayıcılığın da sağlanması gerektiğini ileri sürmektedir. Bunun için de kapsayıcılığın farklı aktörlerce nasıl müzakere edildiğine odaklanan saha çalışmalarına ihtiyaç vardır.