İslam ülkelerinde altarnatif bir finansman ürünü olarak son dönemlerde oldukça rağbet gören sukuk, giderek finansal sistemin öenmli bir yapı taşı haline gelmektedir. Bugün pekçok otorite sukuk üzerine kurgulanmış ekonomik bir sistemin gelecekte dünya çapında muazzam bir büyüme potansiyeli taşıdığını ifade etmektedir. Önceleri sadece faize karşı mesafeli bir duruş sergileyen bazı kesimlerce yatırım ve finansman ihtiyaçlarına yönelik olarak çıkarılan sukuk sertifikaları, bugün müslüman olsun gayrımüslim olsun hemen her kesimin dikkatini celbeden, hükümetler ve firmalar tarafından çeşitli projelirin finansmanında likidite aracı olarak kullanılan önemli bir yöntem olmaktadır. Çünkü sukuk yapısı itibariyle faize altarnatif bir yatırım aracı olmasının yanısıra, tarafları nakit finansman araçlarının sahip olduğu sıkıntılardan koruyarak dolaylı yoldan mal ve hizmet üretimini arttırmakta, artan üretim ile ekonomik göstergeleri iyileştirmekte, iyileşen bu ortam neticesinde ülke refaha ulaşmaktadır. Söz konusu sukuk işleminde; bir yandan finansman ihtiyacı nedeniyle sukuk ihracına giden taraflar ihtiyaç duydukları finansmanı faizsiz şekilde temin ederken, diğer yandan ilgili sukukları satın alarak yatırım yapan yatırımcılar faizsiz ve dönemsel getiri elde etmektedirler. Bunlara ilaveten sukuk; salt faiz geliri yerine “kira geliri-kâr payı” gibi getirileri sunma potansiyeline sahiptir. Belirsizliğin yoğun olduğu alanlarda kullanılmaz, kuvvetli mevcut varlıklara dayandırılarak ihraç edilir, borç senedi değildir, anapara ve sabit kazanç vaad etmez. Kısacası İslam Hukuku açsından alış-verişte geçerli olan “Risk Paylaşım” esası mevcuttur. Bu doğrultuda eğer gerçekten gereği gibi üzerine düşülüp, gerekli altyapı çalışmaları oluşturulursa sukuk; ülkelerin GSMH’larını destekleyici bir unsur olarak, ekonomik refahı yakalamada kilit bir rol oynayabilecektir.