“…Bu bağlamda üçüncü bulgu, makalelerin büyük veriden araştırmalar yoluyla elde edilecek çıktıların niteliğini bireyselden toplumsala geniş bir yelpaze içerisinde yarar ve zarar karşıtlığı ekseninde tartışıyor olmalarıdır. Söz konusu tartışma çerçevesinde kimi yazarların (Arsenault, 2017;Fairfield, & Shtein 2014;Kelly, 2019;Kshetri, 2014;Zimmer, 2018) birey/ grup/kamu/toplum ayrımı yapmadan, yararı en çoklaştırmak için zararı en aza indirgeme kaygısıyla hareket ettikleri, kimi yazarların ise (Athique, 2018;Couldry & Turow, 2014;Halavais, 2015;Light, Mitchell, & Wikström, 2018;Willson, & Leaver, 2015) bu kategoriler arasında belli önceliklerin belirlenmesi gerektiğine vurgu yaparak bunların evrensel nitelikte ilkelere dönüştürülmesinde ısrarcı oldukları görülmüştür. Yazarların bu ısrarlarının gerisinde iki önceliğin yattığı belirlenmiştir: İlki, yeni yeni deneyimlenen büyük veri olgusuna ilişkin olarak örneğin reklam-pazarlama-halkla ilişkiler (Arsenault, 2017;Chen, & Zhou, 2018;Couldry, & Turow, 2014) ya da gazetecilik (Broussard, 2016;Guo, Vargo, Pan, Ding, & Ishwar, 2016;Hammond, 2017;Lewis et al, 2013;Parasie, 2015;Sandoval-Martin & La-Rosa, 2018;Yang, 2016) gibi mesleki pratikler ekseninde etik ilkelerin belirlenmesinde araştırmayı uygulayanlar yanında araştırmaya konu olan bireylerin de söz hakkı olması (bilgilendirmeye dayalı rıza gibi) gerektiğidir (Baruh, & Popescu, 2017;Couldry, & Turow, 2014;Fairfield, & Shtein 2014;Light, Mitchell, & Wikström, 2018;Zimmer, 2018).…”