Sistemler, aktörlerin eylemleri ile uygulamalarına bağlı olarak, ortak bilgiye dayalı, ‘kimlik’ ile ‘güvenlik’ kavramlarından oluşan ve kurallar ile normlara dönüşebilen yapılardır. Yapıların ikili karakteri ve sosyalleşme süreçleri ile aktörlerin eylemleri de birbirleriyle bağlantılıdır. Bu durum, ‘toplumsal yapı’ ile ‘kimlik’ arasında yaşanabilecek bir takım politik sorunsalları da ortaya çıkarmaktadır. Örneğin, ‘göçmenlik’ kapsamında kazanılmaya çalışılan yeni kimliğin, var olunmaya çalışılan mekân ile uyumu, kendi orijini ile örtüşen normların farklılaşmamasına bağlıdır. Yerleşik duruma gelme ve sonraki süreçte, göçmenlerin alışkanlıklarına dayalı olarak, var olan yerdeki vatandaşların tepkisiyle, baş gösterebilen ‘öteki’ yaklaşımı gibi sorunlar, aidiyet için de sorun oluşturabilecek durumlardır. Bu bağlamda çalışmamız, ‘kimlik’ perspektifi ve ‘güvenlik’ ilişkisi kapsamında, ‘öteki’nin kavramsallaştırılmasıyla ortaya çıkan, ‘göçmenlik’ ve ‘Avrupalılık’ ikilemini analiz edecektir.