Öz Uluslararası yaptırımlar, devletlerin üyesi oldukları kurumların prensiplerini ihlal eden politikalarına karşı kullanılan önemlerdir. Ekonomik, cezai ve hukuki yaptırımların ihlalci ülkelerde sınırlı etkiye sahip olması bir alternatif yöntem olarak kınama, ikna ve özellikle akran değerlendirmesine dayalı sosyal baskıyı öne çıkarmaktadır. Sosyal baskı, devletlerin üyesi oldukları kurumların değerlendirme takımları tarafından ortaya konan politika önerilerini dikkate almalarını, statü ve prestij kazanma arzusu veya statü kaybının yol açacağı dışlanma, aşağılanma gibi sosyal cezalardan kaçınma gibi motivasyonlarla reform yapmalarını teşvik edebilir. Uluslararası ve bölgesel örgütlerin üye ülkeleri için geliştirdikleri izleme yöntemleri ve değerlendirme takımlarının kurumsal yapısı sosyal baskının kapasitesini değiştiren özellikler taşıyabilir. İzleme ve akran değerlendirmesi tutarlı, şeffaf ve tarafsız şekilde uygulanır ve karşılıklı fikir alışverişine dayanırsa hedef hükümet tarafından daha meşru olarak algılanır ve sosyal anlamda oluşturacağı baskı da artar Çalışma kapsamında Birleşmiş Milletler (küresel), OECD (alt-bölgesel), Avrupa Konseyi (bölgesel) ve Avrupa Birliği (bölgesel) gibi yolsuzlukla mücadelede öne çıkan rejimlerin kurumsal özellikleri incelenmiş ve sosyal baskı oluşturmak için belirtilen koşulları (karşılıklılık, tarafsızlık, tutarlılık, şeffaflık) ne ölçüde karşıladıkları analiz edilmiştir.Bu dört örgüt yolsuzlukla mücadele sözleşmelerinde yer alan ilkelerin üye ülkelerde ne ölçüde uygulanıp uygulanmadığını akran değerlendirmeleri ile izler ve detaylı öneriler ve eleştiriler sunarak ülkeleri baskı altına almayı hedeflerler. Fakat bu çalışma kapsamında yapılan karşılaştırmalı analiz, BM, OECD, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği'nin yolsuzlukla mücadele rejimlerinin yol açtığı sosyal baskının varyasyonlar gösterdiğini ortaya koymuş, örgütlerin izleme ekiplerinin yapısı ve akran değerlendirme yöntemlerindeki farklıklara odaklanmıştır.